TEKNOLOJİNİN HAYATIMIZDAKİ KONUMUNU İRONİK BİR DİLLE SAHNEYE SUNUŞU. SANALIN İNSAN HAYATINI NE KADAR İRDELEDİĞİ,YADA FUL YAPRAKLAR.
İnsanın başını döndüren bir tasarım.!
'Ful Yaprakları'nda günümüz insanının, sanal dünyanın “chat” ortamına sürüklediği yalnızlığını sahneden bilgisayarlarımıza taşımakta. İnternet aracılığıyla, sahte kimliklere bürünüp, olmak istedikleri gibi görünen insanların öyküsünü anlatırken, sesleri çıkmadığı halde, hayata haykırmaya çalışanlara ulaşmakta. Bu arada, seyirciyi hiçliğin kıyısında dolananların var olma uğraşlarıyla, hayatlarını yeniden yazma çabalarıyla yüzleştirmekte.
İnsan hayatına çok kısa bir süre öncesine girmesine rağmen hayatın bir parçası haline gelen ‘’sanal’’ yaşantı,insanları dostlarından (diyalog anlamında) uzaklaştırmasına rağmen,bir anlamda da yakınlaşmasını ve yeni dostluklar kurmayı sağlıyor.Ve hayatın vazgeçilmez bir parçası halini alıyor.
Televizyon dünyasından kendisini yakinen tanıdığımız Musa Uzunlar (Yağmur zamanı adlı dizide diğer ustaları da buluşturan, usta oyuncu eşref kolçağın oğlunu,Tamer Karadağlınınsa kardeşi rolünde bir marangoz olarak çıkıyor karşımıza.) Bu ustaya dünya güzeli şeker mi şeker iki bayan eşlik ediyor.Birisi hatırlar mısınız bilinmez..İkinci bahar adlı dizide Usta oyuncu Türkan Şoray’ın sesini canlandıran(Fahişe rolünde izlediğimiz.) Özden çiftçi… Diğeri ise (sakat rolünde izlediğimiz,)Özlem Güveli Türker..çok genç yaşına rağmen (görüntüsünden onu anladım) İstanbul Devlet tiyatrosu gibi ustaları buluşturan her yapıtı olay yaratan bir kadroyla buluşma şansı yakalamış,üstesinden gelmeyi de iyi bilmiş.!
Oyun öncesi kısa bir sürede olsa, provasına katılma şansı buldum.Projektörleri,web camları,Powerpointleri kurulmasını izledim.Dört ayrı görüntü yansıtan üçü sahnede olmak üzere biri de arkada resmin çizildiği yer olarak tasarlanmış,ve hepsi ayrı görüntüler yansıtıyor.Sahnede üç ayrı şablon olarak ayrılmasına rağmen,üç ayrı gösterim,koreografi ustalığı ve buda Enver Başar’ın ustalığını gözler önüne sermiş.
Özlem Güveli Türker’in oyun başında arka slaytta balerin görünümlerine bakmadan aynı ustalıkla betimlemesi,mizansellerini yorumlaması harika.Sakat bir kızın en büyük hayali balerin olmak. Chat ortamında birbirimize ne kadar kolay yalan söyleyebildiğimizi,sakat kızın hayallerini süsleyen bu mesleğe sahip olduğunu söylemesi de, bu Chat ortamların yalana ve kişiliğimizi ne şekilde yansıtabildiğimizi özgürce ortaya koymuş.Bunu fahişenin (Özden çiftçi) evine girdiği ressamın uyuduğu sırada ekranına gelen chatte farkında olmadığı kız kardeşine Los angeles’te Reklam yönetmeni olduğunu ne kadar kolay yalan söylenebileceği,istediği karaktere bürüneceğini kolaylıkla göstermesi de durumu iyice harmanlamış.
Zaman zaman yazarak, zaman zaman konuşarak chattan görüşmeleri biraz aklımı karıştırdı.Chatten sesli görüşmek mümkün.Ama ! Ressam olan Richard arka tarafta resim yaparken dahi konuşması bana biraz abartılı geldi.Uzaktan bu kadar net ses gelir mi. ?
Adam psikolojik sorunlu,’’Tanrının bizleri sınadığını’’,’’Devamlı gerçekleri söyleyen bir yalancı olduğunu söylüyor.’’ Savaşı anlatan zaman zaman savaş görüntülerinde yer aldığı gergin dakikalar oluyor.Bu tasarımların bazı bazı olumsuz sonuçları da yok değil. Sahnenin hemen önünde monitör var.Ama kasa sol tarafta ve arkasında kabloların takılı olmadığı belli.Kasa sahnenin önüne alınmayacağı kesin.Öyle olsa oyucunun yüzünü kapatır,bu yüzden kasa sol tarafa alınmış,ama en azından birer kablo takılabilirdi,hayalide olsa..! Bu kadar ağır bir oyunda Espriler çok iyi satılmış.Buda ustalığın getirilerinden olsa gerek..
Odanın içinde bir küvet var.Ve en can alıcı sahneler burada işlenmiş.Küvetin olduğu yer farklı bir oda mı,yoksa odanın içine mi alınmış.? Burayı çözemedim.Çünkü oyunun başında Madonna ile Richard Cetleşirken ,Richard küvetin içinden klavyeyle çıkıyor.Buda küvetin banyoda, yada olması gereken yerde olmadığını, odanın içinde olduğunu kesin bir hale getiriyor.
Öyle ki eve getirdiği fahişeyi bile küvetin içinde ağırlıyor.Yalnız küvetin içinden çıktığın da fahişenin saçı başı biraz daha dağınık olabilir,kıyafetinizi düzeltiyor olabilirdi.Birde oyun esnasında kapı çalıyor,yalnız ne kapıya bakan var,ne gelen, nede soran oldu.Sonradan vazgeçildi.Üzerinde durulmadı,Kapı neden çalındı. ?
Sakat kadın neden porno yıldızı olmak istiyor.?Daha önce balerin olmak istediğinizi söylemişti-ki Richard bunu duyunca tüm yaptığı yüzsüz resimleri yırtıp attı,yüzsüz resimlerdeki kişide, yüzünü hiç görmediği chatte tanıştığı madonnadan başkası değil..betimlemeler, kuram üzerindeki bu biçem ,insanın kanını donduracak ustalıkta işlenmiş.
Slaytta bu kez usta yazarı görüyoruz.görünce bir kez daha keyifleniyorum.Başarısını kamçılayan bir yapıt ortaya çıkararak ben gelemesem de buradan sizi selamlıyorum gibi.Seyircilerin yüzünde keyifli bir tebessüm oluştuğunun farkına varıyorum.
Oyun sürerken,harmanlayan tasarımlar,müzikler,Powerpointler muhteşem,çok mükemmel uyum içinde..Yalnız fahişenin ayağındaki kahverengi kundura inanılmaz uyumsuz,çok sırıtıyor.Topuklu daha şık bir ayakkabı seçimi yapılmalı.(!)
Beni en çok duygulandıran ,tüylerimi diken diken eden sahne ise,Sakat kızın ablasının fahişe olduğunu anladığı sahne.Sakatlığının acı yönlerini,ablasının ise bu duygu karşısında ona bakabilmek için ne zor şartlar içinde para getirdiğini anlatırken verdikleri duygular esnasında adeta kanım dondu.Ki bu oyun ağır bir oyun olmasının nedenlerinden biri de; duyguların en ön planda olması,Web camların bir anlamda nedenleri de bunlar zaten.Çok zor bir oyunculuk gerektiren,her babayiğidin harcı olmayan oyunlardan biri…(!)
Reji Turgay Kantürk; Mükemmel bir anlayışla oyunun üstesinden çok iyi gelmiş. Özellikle duygu çalışması üstünde durmuş.Harika bir reji çalışması çıkarmış.Ödül(ler)e layık bir başarı sergilemiş. Sahnedeki ustalara ,Teknik kadrodaki ustalar eşlik ettirmiş.Seçimleri harika.. Ustalarla çalışması, oyunu unutulmaz kılmasını sağlamış.
Işıkta Usta Enver Başar var ..Bu ustanın devamlı yenilikçi olduğu kaçınılmaz bir gerçek..Tasarımlar, Powerpointler, Işık tasarımı, Web camlar, farklı bir sunum koymuş ortaya.. O alışılagelmiş, basmakalıplıktan kurtulup, Türk tiyatrosuna,ve seyirciye artık yeni şeyleri göstermenin zevkini yaşatmış. Oyunun en başarılı isimler arasına girmiş, bu usta geçen sene ödül alamamış ama, en azından bu oyun için ödül almaması, talihsizlik olarak açıklanabilir… Alkışlanası bir tasarımı gözler önüne sermiş.
Dekordaki Dev adam …Ethem Özbora .. Çok şaşalı bir dekor kurmamış.. Oyunun nasıl bir dekorla uyuşması gerektiğini çok iyi bilmiş.Küveti sahneye koyarak, tabuları yıkmış.Oda da sadece sandalye, askılık ve bilgisayarla; sade bir dekor yaparak oyuncuları ön plana koymuş,dekor içinde oyuncuyu boğmamış.Ustalığına ustalık katmış.
Kostümde Gülhan Kırçova üzerine düşeni yapmış.Başarılı isimler arasında çalışmanın zevkini yaşamış. Powerpoint Tasarım ve Resim Seçicide Vural Çınar kendini kanıtlamış,neler yapabileceğini göstermiş.İnsanın dilini ısırtacak bir tasarım sunmuş.
Civan Canova’nın ustaca yazılmış oyunundan, çok beğendiğim Bir anektodla bitirmek istiyorum.
Karısıyla beraber sala binip denize açılmışlar,biraz açıldıklarında,Denizin tam ortasına geldiklerinde; soyunup çırılçıplak sevişmek isterler.Yalnız karısı boğulmuş.Adam kendisinin suçlu olduğunu,bu yüzden çok üzgün olduğunu söyler.Yanında bulunan fahişe ise sevişmek ister.! Adamda ‘’seviştik ya zaten’’ der.’’Denizde seviştik ya’’ Adam hiç evlenmemiş,Yüzmeyi de bilmiyor…Her şey yalandan ibaret..Belki de sadece gerçekleri söyleyen bir yalancıdan ibaret…Bu oyunu özetleyen, Chat ortamında buluşan bu oyun sanallığı ne kadar gerçekmiş gibi ortaya koyması da ..Konuyu özetler gibi adeta.
Kaçırılmaması gereken ender oyunlardan..İyi seyirler..
İhsan ATA
[email protected]
Anahtar Kelimeler: ful yaprakları, istdt, istanbul devlet tiyatrosu, civan canova, turgay kantürk
0 Yorum