MAKALELER

Fail-i Müşterek - Altıdan Sonra Tiyatro

2011.01.17 00:00
| | |
3165

Bu yıl onuncu yılını kutlayan Altıdan Sonra Tiyatro, ilk gösterimini 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nden bu yana kendi sahnesi olan Kumbaracı50’de

YİĞİT SERTDEMİR, “MEÇHUL”LERİ İRDELEDİĞİNDE… : “FAİL-İ MÜŞTEREK”

Bu yıl onuncu yılını kutlayan Altıdan Sonra Tiyatro, ilk gösterimini 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nden bu yana kendi sahnesi olan Kumbaracı50’de gerçekleştirdiği yeni oyunu “Fail-i Müşterek”i 2010–2011 sezonunda da sahnelemekte. 

Yiğit Sertdemir hem oyunculuğu, hem yazarlığı, hem de etkileyici kara mizah yeteneğiyle ilgi odağı olmayı bu projesinde de sürdürüyor, gerçekten “önemli olan” kimlik ve kişiliğiyle bu kere de izleyiciyi “müşterek” suçlarıyla yüzleştiriyor. Yazarı olduğu, tasarlayan bölümüne de imza attığı ve kendi deyimiyle “aktardığı” “Fail-i Müşterek”i “… göz göre göre, inatla sürdürülen müthiş suskunluğumuzun, kara mizah avazı” olarak nitelendiriyor. Yazdığını/tasarladığını anlatırken, repliklerini muhteşem bir performans içinde sunuyor. Yaratıcı hazırlıklarının son safhasında elde ettiği, biriktirmiş olduğu tüm içsel malzemesini belirgin anlar dizisinde billurlaştırıyor. Can verdiği karakterlerin fiziksel biçimlendirilmeleri sırasında, coşkuları ifade etme yöntemlerini işletiyor. 

Yiğit Sertdemir, oradan oraya atlayarak müşterek failliğimizi anlatırken, bugüne değin tanık olduğumuz kasıt hallerinde (örneğin 12 Eylül) açıkça istememiş olsak da “gizli bir isteme” içinde bulunduğumuzun altını çiziyor. Bildiğimiz, ama unutmaya çalıştığımız katliamların, felaketlerin suçluları olan bizleri bize gösteriyor. “Susmayın” diyor, “harekete geçin” diyor, “sustukça suça ortak olmayı sürdürüyorsunuz” diyor. 

Hukukçu değilim, ama hukukçulardan öğrendiğime göre, 5237 sayılı ceza yasasının 37/1. maddesi de doğrudan doğruya beraber işlemek ve suçu “irtikâp” etmek yerine, “fiilin birlikte işlenmesinden” bahsetmekte ve buna “müşterek faillik” demekte. Müşterek faillikten bahsedebilmek için, faillerden birisi üzerine düşen görevi yapmadığında, eylemden netice alınması mümkün olmamalıymış. Oyundan çıkarken anlıyoruz ki, “Fail-i Meçhul”lerde, yani, güneydoğuda insanların başına kurşun sıkılarak gerçekleştirilen cinayet biçimlerinde, pek de güvenilir olmayan itirafların ışığında Türk polisinin çözdüğüne inandığı ya da toplumu inandırmak istediği cinayetlerde, genel olarak kimlerin yaptığı apaçık meydanda olan, ancak ortalık yerde “faş” edilemeyen cinayetlerde, 12 Eylüllerde hepimiz bal gibi müşterek faillik içindeyiz. 

İyi de, istatistiklere göre bir milyona yakın “fail-i meçhul” var bu ülkede!

Acaba biz, “fail-i müşterek” sayısının neresindeyiz? 

Anahtar Kelimeler: fail-i müşterek, altıdan sonra tiyatro



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir