Dünyada Türk Olgusu Niçin Önemlidir?

Dünyada Türk Olgusu Niçin Önemlidir?

2015.12.04 00:00
| |
0
|
2975


Dünya’da resmi olarak 132 ülkede Türklerin yaşadığı ve 6 milyon 800 bin Türk kökenli


Prof. Dr. Faruk Şen’in Yeni Kitabı “Dünyada Türk Olgusu” Çıktı!

 


Dünya’da resmi olarak 132 ülkede Türklerin yaşadığı ve 6 milyon 800 bin Türk kökenli insanın kendi ülkesi sınırları dışında hayat sürdüğü belirtiliyor. Dünyada en fazla kendi ülkesinin sınırları dışında göçmen yaşatan ülkenin, 1,3 milyarlık nüfusu ile Çin olduğu ve Çin’in yurt dışında 55 milyon insan yaşattığı, Çin’i Hindistan’ın takip ettiği vurgulanıyor. Dünya ‘da kendi ülkesi dışında yaşayanların başında Çinliler birinci sırada, Hintliler ikinci sırada, Türk’ler ise üçüncü sırada yer alıyor.

 


TAVAK Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ekonomist Prof. Dr. Faruk Şen’in yazdığı Türk Olgusu aldı kitap Pozitif Yayınları’ndan çıktı. Türkiye’de ilk defa yurtdışında yaşayan Türklerin gelişimine ışık tutan kitabın yazarı Faruk Şen Kitap ile ilgili şöyle konuştu: “Dünyada Türk olgusu, Türkiye’de yeteri kadar ilgi görmemiştir. Türk dünyasına yönelik yapılan çalışmalar, akraba topluluklarına gösterilen ilgiler, 1961 yılından itibaren Türklerin yurt dışına çıkışı ile birlikte 54 yıllık bir süre zarfında ciddi bir olgu haline gelmesi, maalesef göz ardı edilmiştir.

 

Türkiye ilk defa 2015 seçimlerinde yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarına seçme hakkı verirken, seçilme hakkını tekrar gündeme almamıştır. Böylece seçme ve seçilme hakkının yarısı uygulanırken diğer yarısı uygulanmaya konulmamıştır. Dünyada en fazla kendi ülkesi sınırları dışında göçmen yaşatan 1,3 milyarlık nüfusu ile Çin’dir. Çin yurt dışında 55 milyon insan yaşatmakta ve bu da Çin nüfusunun % 0,3’lük kısmına denk gelmektedir.

 

Çin’i takiben Hindistan gelmektedir. 1,1 Milyar nüfusa sahip olan Hindistan’ın 35 milyonluk kısmı yurt dışında yaşamaktadır ve bu oran ülke nüfusunun % 0,3 ‘ünü oluşturmaktadır. Hindistan’ın ardında üçüncü ülkeyi Türkiye oluşturmaktadır. 78 milyonluk Türkiye’nin 6 Milyon 800 binlik bir nüfusu da kendi ülke sınırları dışında yaşamakta, bu oranda kendi nüfusumuzun % 9 ‘una denk gelmektedir. Bu oran Çin ve Hindistan ile karşılaştırıldığında neredeyse otuz misline denk gelmektedir.”

 

“Yurt Dışında Yaşan İnsanlarımız İle İlgili Araştırmalar Çok Az”

 

Prof. Dr. Faruk Şen kitabı ile ilgili şunları söyledi: “Türkiye yeni yeni bu konulara ilgi duymaya başlamış, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı gibi kuruluşları oluşturmuştur.

 

Yurt dışındaki Türklere yönelik 1985-2008 yılları arasında en ciddi araştırmaları merkezi Essen ‘de bulunan Türkiye Araştırmalar Merkezi yapmıştır. Benim başkanlığını yürüttüğüm bu kurumda Avrupa Birliği’nde yaşayan 5,4 Milyon Türk’e yönelik birçok araştırma yapılmıştır. Bugün Türkiye’de ki üniversitelerimize baktığımız zaman yurtdışında yaşayan insanlarımıza yönelik araştırmaların çok çok az olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu ilgisizliğin ilgiye dönüşmesi şarttır. Türkiye eğer kendini ciddi bir dünya devleti olarak görmek istiyorsa yurtdışında yaşayan Türklerden yararlanmalı ve onları eskisi gibi döviz makinesi ya da lobi aracı olarak görmemelidir.

 

Yurtdışında yaşayan insanlarımız artık içinde yaşadıkları ülkelerde önemli görevlere gelmişler ve söz sahibi olmuşlardır. Yalnız spor ve futbolda değil politikada da yerlerini almıştırlar. TAVAK Vakfı’nın hazırladığı bu araştırmanın amacı 6,8 milyon kişilik kitlenin önemini vurgulamak, olumlu ve olumsuz yönlerini ortaya çıkarmaktır. Bugün dünyanın birçok ülkesinde yaşayan Türklerin her katmanda yer aldığını görmekteyiz.

 

Soğan teorisinden yola çıkarak baktığımız zaman en üstün üstünde olan Türkler olduğu gibi en altın alt grubunda yer alan Türkler de bulunmaktadır. Başarılı Türklerin yanında Türk mafyaları ve buna benzer yapılar da oluşmaktadır. Bu da insanların normalleşmesini gösterir. Genel olarak şunu açıklayabiliriz ki; yurt dışında yaşayan Türk kitlesi içinde bulundukları ülkenin vatandaşı da olsalar kendi ülkelerine olan ilişkilerini hiç kaybetmemiş ve aynı şekilde canlı bir şekilde yaşatmaya devam etmektedirler. Son yıllarda Avrupa’daki Türklere yönelik inceleme bulunmamaktadır. 2008 ‘de Türkiye Araştırma Merkezi’ni terk ettikten sonra bu merkezin isim değiştirerek artık Alman derin devletinin kumanda ettiği bir kuruluş haline geldiğini de görmek mümkündür. Bütün bu gelişmeler çerçevesinde Türkiye’nin neredeyse nüfusunun %10‘luk bir kısmını oluşturan kitleye daha fazla sahip çıkması ve ilişki içinde olması gereklidir.”

Anahtar Kelimeler: faruk şen

0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.

E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir