" Sen, benim annemmişsin..."
Sesi bir an boğazında düğümlendi Bulut'un.
Salihcan Sezer'in yazdığı, dramaturgluğunu E.Emre Uçaray'ın, yönetmenliğini Ufuk Cebeci'nin üstlendiği " Anneme Yolculuk " da, Goncagül Sunar ve Mustafa Ergüven başarılı oyunculuklarıyla izleyicinin beğenisini fazlasıyla hak ediyor.
Hemen belirtmeliyim ki, oyunun müziklerini yapan Vehbi Can Uyaroğlu esere bambaşka bir boyut kazandırmış.
Payansız hüzünler, yanıtsız sorular, elemlerle geçen tam otuz koca yıl.
Takvim yapraklarında asılı kalmış, unutulmuş geçmiş zamanlar, çoktan kınından sıyrılmış bir bıçağa dönüşen o hunhar hatırlayışlar...
" Annemin adı...karışmış aklı.Bildiği tüm gerçek ruhunda saklı..."
Menzilinde annesi olan, zorlu bir yolculuğa çıkmıştı genç adam.Hayatın derinliklerinde gizli, kapaklı kalmış her ne varsa konuşma, anlatma, yüzleşme zamanıydı artık.Ya da kaçma, uzaklaşma...unutma.
" Aklımda hep aynı soru.. ben kimim, sen kimsin ? "
Seneler misliyle geçmiş, acılar, umutlar kabuklaşmış yaraların üstünden sıyrılmaya başlamıştı.
Goncagül Sunar ve Mustafa Ergüven, yer yer nefes kesen oyunculuk performanslarıyla izleyicide adeta " Hayatımı seyrettim, yeniden yaşadım bu oyunu seyrederken ," düşüncesini oluşturuyor.
Goncagül Sunar duygu geçişlerinde, eşine az rastlanır, derinlikli oyunculuğuyla virtüözitesini konuşturuyor adeta.Hacer karakterinin duygusal özelliklerini, sarsıntılarını, iç acılarını böylesine başarıyla ortaya koymak, hiç kuşkusuz, üzerinde durulması gereken, başlıbaşına bir oyunculuk olayıdır.
Salt eğlence ve güldürme odaklı, düzey yoksunu esprilerle dolu, derme çatma, sığ oyunlardan bıkmış, gerçek tiyatro sanatını önemseyenlerin " Anneme Yolculuk " piyesinden tat alacakları kesin.Söylenecek sözü olan, ticari kaygı taşımayan, tümüyle yetkin bir tiyatro oyunu çünkü.İzlemenizi, mutlaka izlemenizi öneririm.
Anahtar Kelimeler: anneme yolculuk, ikincikat
0 Yorum