OYUNLAR

Kristal Gece

Kristal Gece

Videolar


Oynadığı Sahneler


Etkinlikler

Henüz etkinlik eklenmemiş.
Bugün Bu Hafta Bu Ay Gelecek Ay

İlişkili İçerikler




Dramaturgi Arama

  • Oyun adı, Orijinal adı, Yazar adı, Çevirmen adı bölümlerinde arama yapabilirsiniz


Bu senin için! İçerikle ilgili hata ya da önerin mi var? hemen önerebilirsin.
  • Sahneleyen Tiyatro: Altkat Sanat
  • Oyun Durumu: Gösterim dışı oyun
  • İlk Oynama Tarihi:
  • Süre: 2 Dünya 2 Perde
  • Gösterim Sayısı: 0
  • Sosyal Medya:
  • Kadro:
    YÖNETEN: NEVZAT SÜS
    OYUNLAŞTIRAN: MÜGE SAUT
    MÜZİK: DAMLA AYDIN
    SAHNE TASARIMI: GUŞEF ŞEN-SELİN DİKTAŞ
    IŞIK REJİ: UYGAR CENGİZ
    VİDEO-ART: ALPEREN İBRAHİMOĞLU
    GRAFİK TASARIM: BÜLENT ERDOĞAN
    FOTOĞRAF: CEM ERSAVCI-NAZIM SERHAT FIRAT

İlişkili Kişiler

Müge Saut
(Dramaturg, Oyuncu +2)
Nevzat Süs
(Oyuncu, Yönetmen)

Konu

Vahşet ve kıyımla yok edilen bir toplumdan hâlâ izler taşıyoruz. Binlerce insan, bugün olduğu gibi geçmişte de yok edildi. Bedenlerin eridiği krematoryumlara sürüklenenlerin isi ciğerlerimize yapıştı, yüzyıllar boyu nesilden nesile geçti ve gösterişli vahşetleri, bütün dünyanın insanlık ailesinde yaşıyor!
II. Dünya savaşı sırasında Anne Frank ailesiyle beraber iki yıl boyunca Nazilerin zulmünden kurtulmak için bir evde saklanmak zorunda kalırken, günümüz insanı da kurgulanmış küçük dünyalarında saklanmak zorunda bırakılmadı mı?

Fakat bu oyun yalnızca Nazilerin vahşetini anlatmıyor! Kristal Gece’nin zamanı ve mekânı yoktur. Tüm çağlar üzre, yakılan insan bedeni, tecavüze uğrayansa insan aklıdır. Biz yalnızca şu soruyu soruyoruz: İnsan olmayı başarabildik mi?

Çünkü hangi zamanda yaşanırsa yaşansın, on üç yaşında bir kız hayatta kalabilmek için tavan arasında saklanıyorsa, bütün insanlık bir kuyunun dibinde demektir:

Bir gün karanlık bir kuyunun içinde buldum kendimi. Kuyunun duvarlarına ellerimi sürüp kokusunu duyumsadım, kan ve ceset kokusu her yanı sarmıştı. Kuyunun dibi kanlı sularla doluydu ve sudan içmek isteyen insanlar makaralarla kovalarını sallandırıp, kanlı suyu çekip içiyorlardı. Suyun her damlasında vücutlarına bir irin bulaşıyor ve naralar atarak her yere mezarlıklara bile saldırıyorlardı. Bense kuyunun dibinden korku dolu gözlerle onlara bakıyordum. Beni görmediler… Sonra bu insanların yüzlerindeki organları yer değiştiriyordu sanki ağızları alınlarına kulakları çenelerine geliyordu. İlginç bir dağ yaratığına doğru değişiyordu hepsi. Ne olduğunu anlamaya çalışıyorken tekrar uykuya daldığımı anımsıyorum. Renk renk çiçekler kokluyordum düşümde. İnsana dair tüm renkler çiçeklerde toplanmış gibiydi. Güzeldi çiçekler…

Kuyunun dibinden çıkmak için, kendinizle yüzleşmeye hazır değilsiniz. Ama bunu yapmak zorundasınız!

 

Adorno, Borchert, Artaud, Teber metinlerinden

Anahtar Kelimeler: kristal gece

0
|
5956


0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.