MAKALELER

Beyaz Bir Gemidir Ölüm

2023.03.03 00:00
| | |
3456

Oyun boyunca müzik, şarkı, semah, şiir ve hatıralarla geçmişten bugüne bir rüzgar esiyor adeta.Acılar acılarla çoğalıyor.

Ali Yalçıner'in yazıp yönettiği, dramaturgluğunu Bülent Bayrak'ın, koreografisini Mehmet Selin Sağdıç, kostüm tasarımını Dilşad Ayral Ünal, dekor tasarımını Ferit Özen,  aranjörlüğünü Erkan Özkan'ün üstlendiği, Ayşegül Yalçıner'in "Celile" nin ardından, yine çok etkileyici bir performansa daha imza attığı, Kadıköy Halk Tiyatrosu yapımı "Sivas'a Ağıt" da, Onur Can Kaplan ve Zafer Kurdudu da başarılı oyunculuklarıyla dikkat çekiyor.

" Kalanlar ölenler için şiirler yazar..."

" Yitik adreslere benzer ölüm..."

" Silmekle çıkar mı bu leke ? Leke değil zaten, duman isi..."

Oyun boyunca müzik, şarkı, semah, şiir ve hatıralarla geçmişten bugüne bir rüzgar esiyor adeta.Acılar acılarla çoğalıyor.Hayatın aynasında o kıran zamanlarından kalmış duman karası isler, kan pıhtıları.

Bir parantez açmak istiyorum : Ayşegül Yalçıner değişik bir duyarlılık, oyunculuk gücüyle, yarına kalacak bir karaktere imza atıyor.Gözlerinde keskin bir yalnızlık.Yüzünde binlerce yıl önce oluşan isyanlar, kederler, matemler...ağlarken şakaklarında belli belirsiz bir seyrime.

Kısaca, Ayşegül Yalçıner yaşamakla oynamak arasındaki doku uyulmasını çok iyi biliyor.Duyguların satır altlarını çizip, notlar serpiştiriyor.

Oyun sonrası Ayşegül ve Ali Yalçıner ile kısa bir röportaj yaptık.

Pınar Çekirge - Kadıköy Halk Tiyatrosu olarak, yazıp , yönettiğiniz Sivas'a Ağıt " adlı yepyeni bir oyunla geçtiğimiz haftalarda izleyiciyle buluştunuz.Neden Sivas'a Ağıt ? 

Ali Yalçıner - Direkt söyleyeyim; Madımak katliamı Cumhuriyet tarihinin en karanlık ve en önemli olayıdır. Oyunumuzda da söylediğimiz gibi; “Bu yangın insanların yüreğinde ve bilincinde yanmaya devam ediyor.” Ancak maalesef bir kısım insanın yüreğinde, bilincinde... Toplumun büyük çoğunluğu unuttu ya da unutmak, unutturmak istiyor. Katliam akşamını ben hiç unutamıyorum mesela.Yirmili yaşlarımın başında TRT televizyonundan, devletin izin verdiği kadar izleyebilmiştim çaresizce ve öfkeyle.Otuz yıllık süreçte ise, göstermelik bir kaç ceza, affedilen, ülke yönetiminde önemli mevkilere gelen katiller ve onların savunucuları. Katledilen insanlarının verdiği mücadele, yaşadıkları acılar, duygular...  Bunları anlamamız mümkün değil bence, ancak empati yaparak paylaşabiliriz, diye düşündük.Oyunumuzda bu duyguları paylaşmak istedik izleyiciyle. Unutulmasın istedik bu acı, tekrar hatırlasın insanlar. 

Ayşegül Yalçıner - Çocukken Sivas'lıyım deyince sorarlardı; yananlardan mı, yakanlardan mısın, diye.Çocuk saflığıyla anlamaz, yananlardanım, derdim.Yaş aldıkça, ülkede yaşananları fark ettikçe, gördüm ki: olaylar şekil değiştiriyor ama çekilen acı hep aynı. Otuz yıl önce aydınları diri diri bir otelde sıkıştırıp, Tekbir getirerek yaktılar. Bugün de yine Tekbir getirerek insanların deprem enkazında soğuktan donarak ölmesine müsaade ettiler. Sanırım, biz hep yananlardan olduk. Türkiye'de tiyatro yapan insanlar olarak; yüreğimizi yakan gerçekleri tekrar göz önüne getirmek, toplumsal belleği diri tutmaya çalışmak, yapmamız gereken bir iş zaten. 

Pınar Çekirge - Madımak Oteli...yakılan canlar.Aradan geçen otuz yıl.Genco Erkal " Sivas 93 " oyununda bu konuyu işlemişti.Bildiğim kadarıyla sonrasında "Sivas'a Ağıt" a kadar yeniden ele alınmadı. Oyunun yazılış öyküsünü kısaca rica etsem.Çünkü belgesel bir yönü de var, öyle değil mi ? Tanıklarla da görüşme imkanınız oldu mu?

Ali Yalçıner - 2006 senesinde Serdar Doğan'ın yazdığı Ankara Simurg Sahnesi tarafından sahnelenen “Madımak” oyunu ve Genco Erkal'ın 2008 yılında sahneye koyduğu “Sivas 93”den sonra  Madımak katliamı ile ilgili bildiğimiz bir oyun yok. Biz oyunun yazım aşamasında Serdar Doğan, Mazlum Çimen gibi isimlerle görüştük.Bu görüşmelerden bize kalan şeylerden en önemlisi acılarının halen taze olmasıydı.

Katliamla alakalı belgeselleri, kurtulan insanların yazdıklarını, katliam için kaleme alınan şiirleri, kısaca ulaşabildiğimiz her bilgiyi içselleştirmeye çalıştık. Duygusal anlamda zor bir süreçti, kuşkusuz. Oyunumuzun belgesel yönü elbette var. Hatta ağırlıklı olarak gerçek tanıkların sözlerine, yaşanmış olaylara ve anlara yer verdik oyunda. Ancak belgesel oyunlarda sıklıkla kullanılan barkovizyon görüntülerine yer vermedik mesela. Bunun yerine oyuncularımızı kullanarak o anları betimledik. 

Ayşegül Yalçıner - Biliyorsunuz, Nesimi Çimen de otelde yakılan aydınlardan. Mazlum Çimen babasının ölümünü öğrendiği anı anlatırken, gözünün önüne bir perde indi sanki, donuk bir bakışla anlattı herşeyi, ağlamadı ama çok derinlerdi acıyı gördüm o gözlerde. Yangın bitince Serdar Doğan öldü sanılıp morga kaldırılmış, on iki saat morgda yatmış, morgdaki elektrik kesik olduğu için, son anda fark edilerek, şans eseri hayatta kalmış.Nefes alışındaki ve konuşmasındaki zorlanması duydum, dişimi sıktım.

Pınar Çekirge - "Fosforlu Cevriye", "Abide-i Aşk", "Mor", "Jacques ile Efendisi", "Celile" "Kusurlu Fırtına" gibi oyunlardan sonra  "Sivas'a Ağıt" ne ifade ediyor sizin için.... bir gazeteci kadının otel odasında gördüğü kabustan yola çıkılarak o dehşet anlarına dönülüyor. Bu karakteri yorumlarken özellikle hangi unsurları öne  çıkartmak istediniz ?

Ayşegül Yalçınlar - Her oyun farklı bir hikaye, farklı bir coğrafya, farklı bir tarih... Özellikle oynadığım her oyunda bir karakter yorumlarken başka ve yeni şeyler bulmaya çalışıyorum, hep cepten yiyen, bir önceki projesini kopyalayan bir oyuncu olmak istemiyorum. Tabii ki, heyecan verici bir yolculuk oluyor her oyun projesi, yeni bir dünyayı keşfederken yeni bir karakteri inşa süreci, diyebilirim. "Sivas'a Ağıt" heyecandan çok yürek sıkıntısı hissettiğim, darlandığım, provada zaman zaman nefes alamadığım bir proje oldu aslında. Çünkü yaşananlar kabus, ama o kabuslar gerçek. Gazeteci kadın oyunun başında katliamın fotoğrafını çekiyor ve merdivenlerde uykuya dalıyor. Uykuda katliam anına dönen kişi ile gazeteci kadın aynı kişi değil aslında.Düşteki kadın gazetecinin daha saf hali, beyaz güvercin gibi, kabustaki masumiyeti, huzuru, özgürlüğü, aydınları
simgeliyor. 

Müzisyen Erkan Özkan senfonik altyapıyla muazzam şarkılar hazırladı "Sivas'a Ağıt" için, ressam Murat Ilgın otel duvarlarına yakılan aydınların resimlerini çizdi, mimci Mehmet Selin Sağdıç oyuna hizmet eden, yazar ve yönetmenimiz Ali Yalçıner'in yönlendirmesiyle modern semah hareketleriyle çalıştırdı  bizi. Sanatsal açıdan müzik, resim, dans ve şiirin iç içe geçtiği avangart bir iş oldu. Katharsis yaşamaktan çok, seyirciyi rahatsız etmek ve uyanık tutmak bizim özellikle amaçladığımız bir tercih.

Pınar Çekirge - Ayşegül Yalçıner olarak, "Celile"deki başarınızın, "Celile" ile özdeşleştirilmenizin ardından...bir diğer ifadeyle, "Celile" rüzgarı bunca şiddetli eserken, farklı bir kimliği yaşar kılmak nasıl bir duygu ?

Ayşegül Yalçınlar - Çok teşekkür ederim. "Celile"yi seyirci çok sevdi, oynadığımız salonların çoğu kapalı gişe geçiyor, hatta 110. temsili  oynadık geçen hafta. Şöyle bir hesap yapınca, ortalama son iki senedir haftada üç akşam  "Celile"yi oynuyorum. Bir oyuncu için muazzam bir rahatlık, bu kadar kısa süreli zaman aralığında, bu kadar çok aynı oyunu oynamak ve dolu dolu geçmesi. Böyle olunca karakteri iyice içine işliyor oyuncu, karakterle bir oluyor, adeta bütünleşiyor. İster istemez kıyaslanıyor oynadığım projeler. "Celile"den sonra yine ses getiren bir proje yapmalısınız, bunun üstüne çıkmalısınız dedi meslek büyüklerimiz."Sivas'a  Ağıt"ın prömiyerinde çok güzel övgüler aldık. Hatta, değerli hocam Dilek Türker : “Aferin, işte bu...bambaşka olmuşsun, Türk Tiyatrosu safkan bir aktris kazandı!” dedi, öyle mutlu oldum ki... 


"Celile"de yaşamış bir karakter olduğu için onu canlandırırken de çekincelerim vardı prova sürecinde.Sivas çok daha duyarlı bir konu.Yine çekincelerim var. Yaşamış insanların hatırasına saygısızlık etmek istemem.Ama ben oyuncu olarak, seyirciye kalbimi açıp, samimi bir tavırla yaklaştığım için "Sivas'a Ağıt"ın da en az "Celile" kadar sevileceğinden kuşkum yok.

"Sivas'a Ağıt" ı izlemenizi öneririm.

Anahtar Kelimeler: Ayşegül Yalçınlar



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir