Tirat: Keşanlı Ali Destanı - Zilha

KEŞANLI ALİ DESTANI - ZİLHA

Oyun Hakkında

Hangi tirat? Zilha : Ne diyordum efendicağızıma söyleyim.
Orijinal Adı:
Oyun Türü Müzikli Oyun
Yazar: Haldun Taner

|
0
|
72891



Tirat

Zilha : Ne diyordum efendicağızıma söyleyim.

Keşanlı Ali Destanı

Keşanlı Ali Destanı, Haldun Taner'in yazdığı, müziğini Yalçın Tura'nın yaptığı müzikal oyun.

Keşanlı Ali Destanı, Cumhuriyetin ilk yıllarından Demokrat Parti dönemine kadarki süreçleri yalın bir dille ve eleştirel bir bakışla gülmece tarzında yorumlar. Oyun, birçok tiyatro 

topluluğu tarafından defalarca sergilenmiş, Avrupa'nın birçok şehrinde, Amerika'dan Lübnan'a birçok ülkede oynanarak, Türk Tiyatro tarihinde bir fenomen haline gelmiş ve hâlen güncelliğini 

yitirmemiştir.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Ke%C5%9Fanl%C4%B1_Ali_Destan%C4%B1

TİRAT
Tirat bir tiyatro oyununda oyuncuların yazı ya da konuşmada bir kez söylediği parça. Bir düşüncenin kesintisiz gelişimi; uzun ve tumturaklı konuşma olarak da tanımlanabilir. Genellikle başrol oyuncusunun yaptığı uzun konuşmadır.

Zilha :
Ne diyordum efendicağızıma söyleyim. 

Beni bu eve evladı manviyatlık aldılar. 

Bir çocuğu birde şamamayı gezdiriyorum. 

İşim o kadar. 

Şamama evin köpeği. 

Burda medeniyet varmış be. 

Eskiden ayaklarımı aydan aya yıkardım. 

Hem de çorabımı çıkarmadan. 

Oldu olacak ikisi birden yıkansın diye. 

Şimdi her gün banyo yapıyorum.

Allahın günü yıkanan deri ne kadar yumuşak oluyormuş 

Amonyak kokusuna öyle alışmışım ki, burada temiz hava ilkin ciğerlerime dokandı.

(Gider masanın üstünden bir resim alıp gösterir) Filiz'in babası Bülent Bey, illetli fakir; karısı evden kaçmış.

Adam da böyle sönmüş fenere dönmüş.

İhya Bey doktorlara ne paralar yedirmiş, nafile...

Melankoli diyorlar düşman başına.

Bana bazen tuhaf tuhaf koyun gibi bakar.

(taklidini yapar) Çok dokanıyor içime. 

Hani birinci perdede çişini bile unutan bunak profesör vardıya, deli doktoruymuş meğer o. 

Küçük beye şimdi o bakıyor. 

İki de bir evde benim kılık kıyafetime bile karışır.

Yok saçını şöyle tara, yok gözünü böye boya Deli mi ne?

ihya Bey buba adam. Tuttuğu altın olsun, neme lazım. 

Beni kızı gibi sever. 

Sen bizim evin maskotusun kız diyor. 

Uğur getiriyormuşum diye arada bir makas alır. 

Olacak artık o kadar. Madam olgaya tenbihat geçmiş. 

Bana oturup kalkma konuşma öğretsin diye. 

Kim bilir belkide iyi bir kısmet çıkarsa sevabına everecekler. 

Dünyada hayır sahabları daha ölmedi...

(kapı vurulur) Madam galiba. Sen misin madamcığım, buyur...





Yorum

0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?

E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir