Hangi tirat? | PARLAK - şimdi, Abdullahcığım.. ilk filmimi çevirmekteyim.. |
---|---|
Orijinal Adı: | |
Oyun Türü | Oyun |
Yazar: | Tuncer Cücenoğlu |
PARLAK - şimdi, Abdullahcığım.. ilk filmimi çevirmekteyim..
TİRAT
Tirat bir tiyatro oyununda oyuncuların yazı ya da konuşmada bir kez söylediği parça. Bir düşüncenin kesintisiz gelişimi; uzun ve tumturaklı konuşma olarak da tanımlanabilir. Genellikle başrol oyuncusunun yaptığı uzun konuşmadır.
KADINCIKLAR
PARLAK - şimdi, Abdullahcığım.. ilk filmimi çevirmekteyim..
Cüneyt ağbi başrolde..
Kız da Türkan Sultan..
Cüneyt ağbi gariban, bizim gibi..
Türkan Sultan varlıklıbir pezevengin kızı..
Cüneyt ağbi de yoksul bir pezevengin oğlu..
Aşk ferman dinler mi, bi görüşte vuruluyor Cüneyt ağbimize..
Buluşacaklar..
Türkan Sultan arabasıyla, yoksul delikanlı Cüneyt ağbimizin beklediği Sarıyer sırtlarına gelmektedir..
Cüneyt ağbi uzaktan arabayıtanıyor..
"Sultan, Sultaaaan" diye koşarken, aniden bir kamyon..
(Müzik sesi yapar) altına alıyor Cüneyt ağbiyi..
Kör oluyor kör..
Artık o, kör bir kemancıdır!..
Ona acıma, gözleri açılacak sonunda..
Bana acıasıl..
Dublör benim!..
Kamyon bana çarpıyor, Cüneyt ağbi yatıyor..
Sahneyi yeniden çekiyorlar, kamyon bana çarpıyor, Cüneyt yatıyor..
Beğenmiyorlar yeniden çekiyorlar, kamyon yine bana çarpıyor..
Cüneyt yatıyor!..
Türkan'ın sevgisi sahte değildir..
Babasının karşıkoymalarına rağmen, Cüneyt'in çalıştığı, kör keman çalıp arabesk söylediği meyhaneye gelmektedir, her gece.
Buraya dikkat..
Yeşilçam'da bir kahve vardır, siz görmediniz oraları..
O kahvede bizim figüran takımıbekler..
(Duygulanır..) Bir rol verilir umudu ile beklerler..
(Yeniden neşeli.) işte o kahvede, günlerdir bir rol verilir umuduyla bekliyoruz..
Bir minibüse doldurdular hepimizi..
Yallah Sarıyer sırtlarındayız..
işte o meyhanedeki içki içenleri oynayacağız..
Hani dedim ki, madem içki içenleri oynayacağız, filme uygun olarak sosyal gerçekçi olsun, baştan bir iki kadeh atalım..
Tam bizim sahne geldi ki hepimiz zom, aynen..
O Memduh olacak bağırdı!..
Recisör.. "Ben sizden meyhanede içer gibi yapacak adamlar istedim.. Bunlarla olmaz.."
Ben de vallaha da billaha da sırf latife olsun diye, kolumla da destekleyerek "Yeşilçam'da ayık adam nah bulursun!." demiş bulundum.
Birden, başta Memduh ağbi olmak üzere, setçisi, ışıkçısı, kameramanıve hatta Cüneyt'in üstüme doğru geldiklerini gördüm..
Fatma abla var ya, o da çekimi seyrediyormuş, ayakkabıyı çıkarttığı gibi yallah üstüme!.
Yer misin yemez misin?
Hani, Cüneyt karateci ya, kolumu kırmaya çalışıyor, Fatma topuklusuyla başıma, hele o Türkan yok mu, bi de hanımefendi derler, hayalarıma hayalarıma ver ediyor tekmeyi..
Memduh ağbi desen, durmadan kafa atıyor!..
Tam bayılıyordum ki Memduh'un şunu söylediğini duydum: "Bu ipneyi!" Yani beni! "Bu delikanlıyı, en seri vasıtayla istanbul il sınırları dışına çıkartın, bu yaştan sonra hapishanelere giremem!"
Gözümü açtığımda burdaydım, Ankara'daydım.
0 Yorum