Konu
Ödüllü oyun “Ofis Boy” Prof. Dr. Özdemir Nutku-OYÇED Oyun Yazma Yarışması’nda dereceye girmiş ve 196 oyunun içerisinde “En İyi Üçüncü Oyun” olarak seçilmiştir.
Şenay Tanrıvermiş’in yazıp yönettiği oyun, beyaz yaka olarak adlandırılan eğitimli sınıfın köleleşmesini post-yapısal bir dille anlatan bir eleştiri, itiraz. Büyük şirketlerin büyük eziyetlerine hizmet etmeyi şans sayan, hayatlarının her anını şirket değerleriyle parselleyen yeni emekçi sınıfın edilgenleşmesi ve bir tür akvaryum balığı ya da ev bitkisine dönüşen yaşamlarının aslında bir yaşam olmadığı gerçeğini anlatmayı dert ediniyor.
Seyirciye yeni düzenin yeni kölelik sistemini, sebepleri ve sonuçlarıyla bozulan dil aracılığıyla anlatmayı seçiyor. Çünkü bozuk dille doğru bir şey söylemek ve iyi yaşamak mümkün değildir.
Distopik Kara Komedi türünde yazılmış oyunda göstergebilimsel açıdan kullanılmış olan tüm motif ve simgeler oldukça başarılı.
Günümüz insanının ofis adı verilen küçük hücrelerinde ya da daha büyük bir perspektifle iş yerlerinde yaşadıkları veya yaşattıkları kurmaca dünyaya ironik bir bakışla yaklaşılan oyunda beyaz yaka Maşa Hanım ve ona bağlı olarak çalışan Ofis Boy arasındaki ilişki sağlam bir kişileştirmeyle oluşturulmuş. Sadık ve Devran karakterleri etrafında şekillenen absürt durum, çatışma ve konuşma örgüsüyle oyuna zenginlik katmıştır. Hafıza kartlarıyla çalışan ve yaşayan 21. Yüzyıl insanına ve iş hayatına naif bir yönelişle yaklaşan yazarın, kurguyu oluşturmada ve mesajı iletme konusunda özgün bir kalem olduğu rahatlıkla söylenebilir. Özellikle Sadık ve Devran kişileştirmeleri arasında geçen “sigarayı bırakmak, sigaraya hiç başlamamak” adı altındaki ironik yaklaşımın kara komedi üslubuna fazlasıyla hizmet ettiğini söyleyebilirim. Yine Maşa Hanım karakterini hard diski gereği sürekli gülmek ya da şarkı söylemek zorunda kalması ve kadının kapitalist sistem tarafından metalaştırılmasını göstermesi açısından oyunu distopik bir kurgu olarak değerlendirebiliriz. Yazarın dramatik malzemeyi sahneye taşıma biçimi, kullandığı teknik açısından başarılı oluşu, metni sahneye başarılı bir şekilde taşıması da ayrıca övgüye değer. Sistem adı verilen bozuk çarkın karşısında, kadının her daim “insanlıktan, duygudan yana” olduğunu mesaj olarak seyircisine ileten, yazarın tüm oyun boyunca gerçeküstücü bir yaklaşımla, ciddi bir toplumsal eleştiri yapması metnin ana başarısıdır ve bu başarı söylenenden daha çok söyleme biçiminde yatmaktadır.
0 Yorum