1 Haziran 1970 – 1 Haziran 1971… Türkiye tarihinde iz bırakan zamanlar: bir yandan ilk köprünün inşası, bir yandan 15-16 Haziran işçi ayaklanması ve 12 Mart Muhtırası, Deniz Gezmişlerin yakalanması…
Mutsuz bir aile hayatından dolayı çocuk denecek yaşlarda Fransa’ya götürülmüş ve orada 68 hareketine katılmış Ferdiye Kuzguncuk’taki “Kemal Bey Konak”a yıllar sonra tam da böylesi bir zamanda geri döner. Yan konaktaki komşusu ve babasının yakın arkadaşı olan, bunamış emekli paşa Atıf Efendi’den ara ara çocukluk anılarını dinlerken “Kemal Bey Konak”a Denizleri kurtarmak için eylem hazırlığında olan üniversitesi öğrencisi Niyazi sığınır. Ferdiye Niyazi’yi konakta saklarken Atıf Efendi konakta bir devrimcinin olduğundan emindir ve ülke düzenini bozan devrimcilere bir şekilde ceza biçilmesi gerektiğinin kanısındadır.
Bir yıl bir günlük sürede olaylar yaşandıkça “Kemal Bey Konak”ın da dâhil olmak üzere herkesin hikâyesi de yavaş yavaş “çıt” etmeye başlar. “Peki ya mutluluk?” teması merkeze alınarak yazılan “Çember” işte “çıt” eden bu hikâyelerin nasıl bir mutsuzlukla kuşatılmışlığın kesitidir.
oyun okuması & söyleşi
0 Yorum