ALBAY KUŞ (2008-2010)
Savaş sırasında, Balkan Dağları’nda belirsiz bir yer…
Hiçbir şeyin -ne ilaç, ne yatak çarşafı, ne doğru dürüst giyecek, yiyecek- hiçbir şeyin olmadığı, manastırdan bozma bir psikiyatri kliniği…
Kaderlerine terk edilmiş ve donmamak için aynı odada birlikte kalmak zorunda olan ilginç ama zararsız altı deli…
Ve yine onlar kadar ilginç bir doktor…
Ve bir sabah manastırın bahçesine gökten bir sandık düşer.
Ve sonra…
İç içe geçmiş halkların, birbiri içine dal budak salmış kültürlerin vatanı Balkan Yarımadası’nda akıl sahiplerinin başaramadığı bir arada yaşayabilme durumunun, delilerce başarılmasının, insanın, büyük bir hayal hatta paranoya da olsa o harika dünyayı arayışının trajikomik öyküsü.
Bu öykü, akıllı-deli kavramlarını yeniden düşünmemiz gerektiğini, her büyük hayalin, her büyük girişimin bir paranoya olduğunu ve sonucu ne olursa olsun hayallerimizin peşinden gitmemiz gerektiğini hatırlatıyor bizlere.
0 Yorum