Söyleşi

Ömer Burak Ünal İle Söyleşi

Ömer Burak Ünal İle Söyleşi

2018.12.08 00:00
| |
0
|
14460


Eskişehir Odunpazarı Belediye Tiyatrosu’ndan güzel bir kara komedi örneği yeni sezonun ikinci yarısında seyirciyle buluşacak.

Türk Tiyatrosu’ndan ve Batı Tiyatrosu’ndan seçkin metinlere yer vermesinin yanı sıra tiyatronun farklı türlerde ki metinlerini de repertuarına alan Odunpazarı Belediye Tiyatrosu, bu sezon seçkin bir kara komedi örneği ile seyircisi ile buluşmaya hazırlanıyor.

Malum hepimizin bildiği gibi son dönemlerde tiyatro dünyasında tek kişilik oyunlar fazlasıyla ön plana çıkmakta ve tiyatro seyircisi tarafından büyük bir beğeni ile karşılanmakta. Bu bağlamda “İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı” metni de, hem oyuncuya hem de izleyiciye farklı bir deneyim yaşattığını söylemek oldukça mümkün.

Oyunun konusuna şöyle bir göz atmamız gerekirse; 2001 yıllında askerden gelmiş üniversite mezunu olan bir gencin işsizlik sorunu ve bu sorunun üstesinden gelmeye çalışırken yaşadıklarını seyirci ile paylaştığı eğlenceli bir oyun. Hiciv yoluyla kapitalizmi eleştiren oyun da, gülerken düşünebilir ya da düşünürken gülebileceğiniz bir yapıya sahip olmasının yanında, metinsel yapısı gereği diğer tek kişilik oyunlardan biraz ayrılıyor.

Açık biçim oluşuyla bir nevi seyirci ile modern meddahı buluşturan oyun, öte yandan da oynayan oyuncuya birbirinden farklı birçok karaktere bürünebilme imkânı sunarken oyuncuyu da bir hayli zorluyor. Oyunun yazarı Ali Cüneyd Kılcıoğlu iken, yönetmen koltuğunda Atilla Savumlu, oyuncu olarak ise Ömer Burak Ünal yer alıyor. 10 Ocak tarihin de prömiyer yapması beklenen oyunun prova süreci süratle devam etmekte. 

Projede oyuncu olarak var olan Ömer Burak Ünal ile küçük bir söyleşi yaptık;

Rıza Gedikoğlu – Prova süreci nasıl geçiyor?

Ömer Burak Ünal - Yoğun ve yorucu ama tek kişilik bir oyun olduğu için en güzel yanı da sanırım bu, yani önce yönetmen size tamama ile ve rahatlıkla kanalize olurken, sizde kendinizle fazla fazla uğraşabiliyorsunuz. Sahne üzerindeki benliğinizi, sınırlarınız yeniden ve yeniden keşfederken öte yandan da oyunculuğun kendi özelinizde ki sınırlarını nereye kadar zorlayabildiğinizi anlayabilime şansı yakalıyorsunuz. Eee bu da size sahne üzerinde kendinizi daha iyi ölçümleme imkânı veriyor.

R.G. – Daha önceden benzeri bir proje yani tek kişilik bir oyununuz oldu mu?

Ö.B.Ü. – Hayır, yani profesyonel anlamda değil ama şöyle ki konservatuvar da bir sınıf arkadaşımla “Nihayet Bitti” oyunu üzerine bir çalışmamız olmuştu. Ama maalesef oyun okul özelinde kaldı sadece bir sahne dersin de oynandı yani seyirci karşısında oynama olanağı bulamadım. 

R.G. – Nerden mezunsunuz?

Ö.B.Ü. – İstanbul Müjdat Gezen Sanat Merkezi Konservatuvar Tiyatro bölümünden mezunum.

R.G. – İstanbul seyircisi ile Eskişehir seyircisi arasında muhakkak ki fark vardır ama hele ki tek kişilik bir oyunu acaba nasıl karşılayacaklar?

Ö.B.Ü. – Elbette büyük kentler özellikle İstanbul ya da Ankara gibi şehirlerde çok uzun zaman önce oturmuş bir tiyatro kültürü hâkim bilinçli seyirci fazlasıyla var. Örneğin İstanbul’da herhangi bir ödenekli ya da özel tiyatroya giderseniz gidin sezon süresi boyunca boş botluk bulmanız çok zordur. Hatta birçoğunda sezon açılmadan ilk 1 ya da 2 ayın biletleri satılmış oluyor. Bunda sebebi bahsettiğim gibi oturmuş bir tiyatro kültürünün var olması. Ama bu nokta da Eskişehir ya da benzeri daha küçük şehirleri de hafife almamak lazım ki özellikle Eskişehir’i. Şöyle ki, toplamda üç ödenekli tiyatro ve birkaç özel tiyatro olmasına rağmen hatırı sayılır derecede seyircisi kitlesi var. Bunun dışında şehir dışından birçok özel tiyatroda turne düzenliyor buraya. Tek kişilik oyun konusuna gelecek olursak, sanırım 3 sezon önce özel bir tiyatroda iki defa denk geldim benzeri şekilde tek kişilik iki farklı oyuna ama gene dediğim gibi salon doluydu. Yani bu anlam da metni de göz önüne alarak düşündüğüm de seyircinin seveceği bir oyun olacağını düşünüyorum.

R.G. - Peki, oyunla alakalı ne düşünüyorsun?

Ö.B.Ü. - Öncelikle bir oyuncu olarak çok keyif alarak oynayacağım bir oyun olduğunu söylemek istiyorum ama bunun yanı sıra tek kişilik bir oyunda var olmak benim için ilginç ve zorlayıcı bir deneyim de olacak. Ayrıca oyunda ki asıl karakter ve oyun asıl karakterin büründüğü tipler çok bizden halktan birileri. Bu yüzden gayet keyifli bir süreç içindeyiz.

R.G. - Karakterin kendi içsel dinamikleri hakkında mı zorlanacağını düşünüyorsun. Bunu biraz daha açar mısın?

Ö.B.Ü. - Asıl karakterin kendi içsel dinamikleri diğerlerine göre daha yoğun ve farklı. Psikolojik derinliği bir hayli fazla ve karmaşık bir yapısı var. Yaşamış olduğu süreç doğrultusunda deliliğe doğru sürüklenen bir karakterden bahsediyoruz. Aşama aşama ilerliyor ama her aşamasını seyircinin gözü önünde yaşıyor. Biraz da interaktif yapısı var, elbette metinin bize verdiği de bu zaten.

 R.G. - Peki ya diğer karakterler ya da tipler?

Ö.B.Ü. - Oyunda çok fazla, çok renkli karakterler ve tipler var. Sahne üzerinde birbiriden farklı birçok karakteri ve tipi canlandırmak yani farklı renklere bürünebilmek fakat bunları dozunda, tadında yaşamak ve böyle yansıtarak seyirciyle beraber eğlenebilmek gerek. Tüm bunların yanı sıra metin yapısı ve türü gereği oyuncuya hiç bitmeyen iç aksiyonunun ve tamperamanın olması gerektiğini söylüyor. Oyunu tek perde olarak oynamayı planlıyoruz bu da ortalama 70 dakika civarı sahnede tek başıma olacağımı gösteriyor. Ama az önce de değim gibi güzel bir deneyim olacak.

Ömer Burak Önal'a bu samimi sohbetinden dolayı teşekkür eder, yeni projesinde başarılar dilerim.

Alkışın bol olsun...

Rıza GEDİKOĞLU

Anahtar Kelimeler: odunpazarı belediye tiyatrosu, ömer burak ünal

0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.

E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir