Yıl 1939.II.Dünya Savaşı esnasında Polonya Naziler tarafından işgal edilmişti.
Varşova'da Josef ve Maria Tura'nın yönettiği tiyatro topluluğu sergilemeyi düşündükleri "Hitler'den Armağan" adlı oyunun yasaklanması nedeniyle, çareyi "Hamlet" e sığınmakta bulurlar.Madem çığrından çıkmış bir dünyada, sahne zamana tutulmuş bir aynadır...o aynanın tuzla buz olmaması, korunması gerekmektedir, öyle değil mi ?
Hüseyin Köroğlu "Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi ?" için şunları söylüyor :
" Savaşın kazanını yoktur. Tarih boyunca, olan her zaman masum insanlara ve ne yazık ki çocuklara olmuştur.
Özellikle yönettiğim oyunlarda insanlara savaşın ne kadar kötü, ne kadar aşağılık olduğunu anlatmaya
çalışıyorum, nefes aldığım sürece de anlatmaya devam edeceğim. Belki de ilk kez, bu oyunda yani
"Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi ?” de, savaşa tanıklık eden bir çocuğun yüreğinden bakarak
izleyeceksiniz olup bitenleri..."
Maria, Josef, Dowasz, Anna, Eva, Rowicz, Grünberg'in ve sonradan aralarına katılan Stanislaw'ın her koşulda ortaya koydukları direniş başarıyla sahneye aktarılmış.Heyecan, kahkaha, gerilim, acı, umut, korku, kıskançlık, tedirginlik...patlayan silahlar. Bomba yağdıran savaş uçakları, çalan sirenler.
Hüseyin Köroğlu hassas dengeler üzerine kurduğu rejisiyle son derece özenli bir sahne üstü çalışması gerçekleştirmiş.Yönetmenle oyuncu bütünleşmesini tam olarak sağlamış.Sahne düzenini, trafiğini başarıyla tasarlamış, ortaya koymuş.Olayları ve kahramanları sahnede doğru biçimde estetize etmiş.
Maria, Josef, Dowasz,
Anna, Eva, Grünberg, Rowicz, Stanislaw'li sahnelerde kusursuz bir takım oyunculuğu sergilenmiş.
" Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi ? " ticari ucuzluklara, alkış avcılığına taviz vermeden,( hele son dönemde en galiz küfürlerin, kulak parçalayan haykırışların sözümona gerçeklik adına havalarda uçuştuğu öyle çok oyun izler olduk ki ) tiyatroya hak ettiği ciddiyeti, önemi, estetik duyarlılığı sunan, rejisi, oyunculukları, kısaca her detayıyla, iyi bir oyun, düşündüren bir kara komedi.Bu arada Gamze Kuş imzalı dekor ve kostüm tasarımına hayran kaldığımı da, belirtmek isterim.
Şenay Saçbüker sesini, jestlerini, sözcüklerini, yüz ifadesini mükemmel biçimde kullanıp, ustalığını konuşturarak, yaşar kıldığı 'Maria Tura' karakterine çok şeyler katmış.Aslında yukarıda da belirttiğim gibi, tüm oyuncular canlandırdıkları kimliklerin içsel hareket noktalarını, duygularını çok iyi algılayıp, yansıtmışlar.
" Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi ?" izleyiciyi etkisi altına alan, düşündüren, sorgulatan bir oyun.Kaçırılmamalı, derim.
Yazan : Nick WHİTBY
Çeviren : Yücel ERTEN
Yöneten : Hüseyin KÖROĞLU
Maria Tura: Şenay SAÇBÜKER
Josef Tura: Hüseyin KÖROĞLU
Dowasz: Bahtiyar ENGİN
Anna: Vildan TÜRKBAŞ
Eva Zagatewska: İrem ARSLAN
Rowicz:Emre NARCI
Grünberg: Volkan AYHAN
Stanislaw Sobinsky: Emre ŞEN
Profesör Silewski: Ümit Bülent DİNÇER
Albay Erhard: Tarık KÖKSAL
Walowski / Schweinlich:Erkan AKKOYUNLU
Oyuncular ve Askerler: Deniz Yeşil MAVİ, Özge KIRDI
Genç Grünberg: Rüzgar AŞIKOĞLU, Özgür Ali KURUÇAY
Dekor-Kostüm Tasarımı : Gamze KUŞ
Müzik : Orçun TEKELİOĞLU
Fotoğraf : Nesrin Kadıoğlu
Koreograf : Senem OLUZ
Işık Tasarımı : Özcan ÇELİK
Efekt Tasarımı : Kadir ARLI
Yardımcı Yönetmen: Şehnaz BÖLEN TAFTALI
Yönetmen Yardımcıları: Erkan AKKOYUNLU, Deniz Yeşil MAVİ, Özge KIRDI
Yapım : İBBŞT
Anahtar Kelimeler: Yaşamak Mı Ölmek Mi, İstanbul Şehir Tiyatrosu
0 Yorum