MAKALELER

Veda - Tiyatro Kare

2023.12.06 00:00
| | |
5489

Sanki birden bire...çok tuhaf bir histi.Senin gördüğün kötü rüyalar gibi...sanki bir anda...

Veda...

Ayşe Kulin'in yazdığı, Nedim Saban'ın yazıp/ yönettiği, Tiyatrokare'nin yapımcılığını üstlendiği "Veda" adlı oyunun dekor tasarımını Eylül Gürcan, koreografi tasarımını Pınar Alkan, ışık tasarımını Ayşe Sedef Ayter, yönetmen yardımcılığını Melda Demirtaş, prova direktörlüğünü Temmuz Uğur Yıldız gerçekleştirmiş.

Nevra Serezli ( Deli Saraylı Hanım), Aziz Sarvan ( Ahmet Reşat ), Fatih Gülnar ( Kerim ), Leyla Feray ( Mehpare ), Mehpare Asiltürk ( Behice ), Zeynep Sevi Yılmaz ( Azra ), Alişan Özkan ( Mahir ), Gizemnur Topaloğlu ( Suat ), Gizem Çayhanoğlu ( Leman )...böyle bir kadro bir araya gelirse, elbette ortaya "Veda" gibi, üst düzey, kaliteli, özenli, perde kapandıktan sonra bile belleklerde yaşamaya devam eden, sınırlı tüm değerlendirmeleri aşan, alkış avcılığı, derme çatmalık, usandıran küfür dilinden uzak, derinliği olan bir oyun çıkar.Kuşkusuz, özü ve sözü olan bu eser, ustaların elinde gerçek bir sanat gösterisine dönüşmüş.Dokuz oyuncu da başarılı yorumlara tek tek mühür basarak, adeta tiyatromuza bir tarih düşmüşler.

Saraylı Hanım :  Sanki birden bire...çok tuhaf bir histi.Senin gördüğün kötü rüyalar gibi...sanki bir anda... bir anda yuttu seni İstanbul.Bir örtünün altında kaldın sanki.

Tiyatrokare " Veda " ile kaliteli, titiz, sevgi, emek, çaba ürünü çalışmalarına bir yenisini daha katmış, bir diğer ifadeyle, tiyatro tutkunlarına bir 'çok iyi' olanı sunmuş.

Saraylı Hanım : (...)Neymiş efendim, savaşta hastahanelere, bir de kerhanelere güvenilmezmiş.

"On Kişiydiler", "Şen Makas",  "Eski Zaman Hikayesi" adlı oyunlarda izlediğim Fatih Gülnar ve "Ağaçlar Ayakta Ölür",  "Leyla'nın Evi" ile tanıdığım Meral Asiltürk, Leyla Feray, Zeynep Sevi Yılmaz'ı ve ilk oyunuyla göz dolduran, gelecek vaad eden Gizem Çayhanoğlu'nu ayrıca kutlamak istiyorum.Gizemnur Topaloğlu ve Alişan Özkan'ı da.

Ahmet Reşat : (...) Kucağındaki kızıma beni anlatmamı istiyorum Mehpare ! Son Osmanlı nazırını değil ama, Ahmet Reşat'ı anlatmanı !

Şimdi düşünüyorum da, Hakkı Behiç, Tahsin Ertuğrul, Agazzi, Hakkı, tıpkı Mitch gibi, Aziz Sarvan’ın büyük bir başarıyla yorumladığı, hayatıma anlam katmış, şu ya da bu nedenle beni derinden etkilemiş piyes kahramanlarıydı. Meselâ o Bizans elçisini hatırlıyorum. Çalışkur Apatmanı’nın Yöneticisi Emekli Paşa’yı. Hayır, “Sevgili Doktor”, “Size Öyle Geliyorsa Öyledir”, “Bozuk Düzen”, “Dinmeyen Alkışlar”,” Para”, “Çin Kahvesi”nde sergilediği doruktaki oyunculuklarla Aziz Sarvan’dan bahsetmeliyim öncelikle.Her defasında rolüne yeni hayatlar biçen oyunculuk tarzı, bana hep bazı oyuncuların, hayatlarımıza iz bırakmak için sahnede oldukları gerçeğini duyumsatmıştır nedense.Ele aldığı karakterin ruh çözümlemesini, duygusal sarsıntılarına varıncaya kadar büyük bir özenle ele almıştır her defasında.Örneğin “Bozuk Düzen”, “Çin Kahvesi”, “Dinmeyen Alkışlar” , ”Sevgili Doktor”, “Hasır Şapka”, “Kuş Operasyonu”, “Hakimiyet-i Milliye Aşevi”ndeki  yalın, sahici, ve bir o kadar da şiirsel, sağduyulu yorumunu, üstün sahne hakimiyetiyle seyirciyi allak bullak edişini nasıl unuturum ? Ahmet Reşat olarak bir defa daha çok başarılı...

Saraylı Hanım : Terbiye edilmek bir ömür sürer ama vaktiniz değerli sizin.

Nevra Serezli, kişisel tarihimde önemli yeri olan bir oyuncudur.Dormen, Çevre, Şan, Devekuşu Kabare, Tiyatro İstanbul, Tiyatrokare'de defalarca hayranlıkla izlediğim..." Acaba Hangisi ?", "Sylvia","Ağaçlar Ayakta Ölür","Çılgın Sobahar","Yolun Yarısı","Geceye Selam" ve daha niceleri..

Sahneye adım atışıyla yine bir rüzgâr gibi esiyor, izleyiciyi büyülercesine tesiri altına alıyor, gerçek oyunculara özgü o tılsımlı oyunuyla hiçbir şeyi rastlantıya bırakmıyor. Dorukta kalmak, La Divina olmak, hep çok sevilmek, unutulmamak, tiyatro tarihine geçmek böyle bir şey olmalı zaten."Veda" da Deli Saraylı olarak yine çok başarılı..çok özel.Ve tiyatromuzda yaşar kıldığı her karakter ile gerçek bir ölçüt...

Saraylı Hanım : (...) Saraylı bir aileyiz biz, bir gün saray kalmasa da, biz hep saraylı kalmalıyız.

Yönetmen Nedim Saban'nın etkileyici sahne dili, seyirci ve sanatı ciddiye alan ödünsüz, incelikli tiyatro anlayışı "Veda" da varlığını koruyor.Nedim Saban'nın Ayşe Kulin'in romanını en ufak bir hasar vermeden uyarlayarak, sahneye taşıması da ayrıca övgüye değer.Bu arada Oğuz Küçükel'in seçtiği müzikler de esere çok şey katmakta.

Oyun sonrası kuliste Nedim Saban'a tek bir soru sordum : " Neden 'Veda' ?"

İşte yanıtı :

" Roman uyarlamalarını oldum olası çok seviyorum.Özellikle Türk edebiyatı çok değerli hazinelere sahip... ve 'Veda'da onlardan biri.Ayrıca Cumhuriyet'in 100 yılı nedeniyle genelde cephede geçen çalışmalar yapıldı.Biz Cehov tarzı bir öyküyle yola çıkmak istedik, diyebilirim."

Ne diyordu Azra :

" Işığın görünmesine az kaldı.Güneş doğuyor Anadolu'da.Halk destan yazıyor ! "

1920 ile 1923 yılları arasında bir konakta yaşayan insanların ağzından bütün o zamanlara tanıklık ediyor izleyici...ve oyundan beğeniyle, güzel duygularla ayrılıyor.Daha ne olsun ?

Teşekkürler Tiyatrokare.

Anahtar Kelimeler: veda, tiyatro kare



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir