Ters-Düz Dünya
Orhan Kemal'in romanından Mustafa Gültekin'in oyunlaştırdığı 'Tersine Dünya' Turgay Kantürk'ün rejisi ile tiyatro severlerin karşısına çıkıyor. Oyun dünyada yaşanılan “kadın-erkek” aymazlığına zıt açıdan yaklaşıyor. Oyunda kadınlar erkek, erkekler de kadın oluyor. Aslında cinsler arası ayrım yapıldığına dair bilinç altı uyaranlarımız bizleri yanıltıyor. Kadın, cinsel obje olarak topluma lanse edildiği için; toplum onları seks kölesi konumunda algılıyor. Evet kadın cinsel istismara uğruyor; fakat erkek egemenliğini de kabullenen kadın, bu istismarı yapanı da hayatından çıkartamıyor. Sonuçta; oyunda erkeklerin yerine geçen kadınlar, erkekleri seks kölesi konumuna sokuyorlar. Güç kimde ise, bir anda özgür düşünce, insanca yaşamak fikri değişiyor. Oyun, insanda gücün nasıl bir değişime sebep olduğunu da tüm çıplaklığı ile gösteriyor.
Oyunun değişik dekor yapısı, üç boyutlu grafik tasarımını ortaya çıkarmış. Yöneten kişinin düşüncesi oyunu geniş alanda tuttuğu için, oyun sahnede boğulmuş. Özellikle de komşu gezmesine giden 'Süleyman' ın yürüme alanı göz nizamını bozuyor. Yukarıdan aşağıya bakan mahalleli de ayrı bir yanlış… Çok geniş alan üzerinden yapılan gösterime izleyenler bir türlü tam anlamıyla konsantre olamıyorlar… Oyun boyunca şarkıların “playback” söylenmesi, anlatılan konudaki içtenliği bozuyor. Sahnedeki ses dizaynının da bozuk olduğunu eklersek, gösterimin nasıl sekteye uğradığını anlamış olursunuz.
"Tersine Dünya” aslında 'karamizah' güldürü ögesine çok yakın duruyor. Olayın da (2.perdedeki genelev sahnesi) uzun uzadıya sahnede aktarıldığını görüyoruz. Bu uzatma gösterimi içten içe sıkıntılı bir sürece doğru sürüklüyor. Evet, bu oyun bir çok tiyatro ödül jürisi tarafından beğenildi. Fakat ödül törenleri geçtikten sonra ortaya disiplinden uzak bir oyun koyarsanız, jürilerin ileriki günlerdeki kıymetli oyunlarınıza bakış açısı değişir. İlk gösterim ya da son gösterim… Bütün gösterimler aynı disiplinle sürdürülmeli…
Oyunun konusu
'Bitirim Leyla' yerinde duramayan, çapkın bir kadındır. Evde kocası çocuğu ile perişan halde yaşarken 'Leyla' mahalleye korku salmakta ve ortalıkta dolaşan erkeklere sarkmaktadır. Yaşadığı bu hayat o'nu bir gün hapishaneye yollar ve kocası ortalıkta dolaşan çapkın kadınların avı konumuna düşer. 'Süleyman' çocuğu ile o kapı bu kapı gezerken istemediği bazı olayların da içinde bulur kendisini… 'Leyla' hapishaneden çıkar ve evine gelir…
Müzik, Dekor, Kostüm, Işık, Koreografi
Kısaca özetlediğim konunun müziklerini Tolga Çebi yapmış. Başarılı bir işe imza atmış, fakat 'playback' gösterim içinde o güzelim müzikler yok olup gitmiş. Yöneten kişinin neden canlı performans denemek istemeyişini anlayamıyorum. Dekorda Ayçın Tar'ı görüyoruz. Başından sonuna dek anlamsız ve başarısız bir dekor ile oyunun ana temasını bozmuş Sayın Tar. Bakkalın, komuşuların durduğu yeri kendisi geniş açıdan izledi mi merak ediyorum(!) Gönül Sipahioğlu'nun kostümleri gayet güzel. Özellikle de 'Sarı Leman' Nurhayat Atasoy'un üzerine giydiklerini çok sevdim. Rolüne inanılmaz uymuş. Fakat 'Bitirim Leyla' nın biraz daha 'kaba saba' elbiseler giymesi uygun olmaz mıydı? Işıkta Murat İpek kostüm gibi başarılı. Pınar Ataer'in koreografisi olmamış. Baştan alıp düzeltilecek çok yer var.
Oyuncular
Oyunda 'Bitirim Leyla' rolünde usta oyuncu Gül Onat'ı izliyoruz. O kısa boyu ile sahnede devleşen Onat, oyunun ne anlatmak istediğini çok iyi kavramış. Kro bir erkeğin dinamik yapısını çok iyi tahlil etmiş. Oyun boyunca performans kaybı yaşamaması rolüne bağlılığını gösteriyor. Fakat eşini aramaya komşusunun evine geldiği sahneden çıkarken, kendi kendisine -ki metinde yok böyle konuşmalar- söylendiği anda oyunda bir takım kopmalar oluyor. Dikkatli olmakta fayda var. Levent Tülek'in canlandırdığı 'Süleyman' eşine sadık, çocuğuna aşık bir ev adamı. Ama nedendir bilinmez o gün oyun boyunca Sayın Tülek'te bir dikkat problemi vardı. Polislere yalvardığı sahnede, rolünün hakkını veriyor. Duygusal devinimlerde gayet başarılı idi. Nurhayat Atasoy için ayrı bir değerlendirme yapmakta fayda var. Kostümünden, aksesuarlarına; oyunculuk yeteneğinden, karakter çözümlemesine dek her şey çok güzeldi sahnede. 'Sarı Leman' ın 'Bitirim Leyla' ile olan diyaloglarında Gül Onat'a desteği çok büyük. “Mahalleli, işçiler, mahkumlar, sermayeler” hızla akan örgüde daha canlı olmak zorundalar. Oyunu birkaç kişinin sırtına yığmak grup fikrini hiç ediyor. Aman dikkat!
Genel Değerlendirme
Genel anlamda oyuncu kadrosunun kalabalık olduğunu görüyoruz. Alican Yücesoy, Zeyno Eracar, Şirin Taşpınar sahnede öne çıkan diğer isimler… Oyun oynamanın bilincinde olarak, ciddi anlamda rollerine sadık kalıyorlar.
"Tersine Dünya” işlevsiz dekoru, yanlış konsepte düşünülen sahne grafiği ve müziklerin mekanik halde sunumu ile sahnede çok canlı durmuyor. Yöneten kişi Turgay Kantürk bunları gösterimler boyunca görmeliydi. İstanbul'da kalabalık kadrolu oyunlar çok fazla izleyemediğimiz için, bize aktarılan bu tür gösterimlerde neyin doğru, yanlış olduğuna karar vermekte zorlanıyoruz. Dilerim devam eden gösterimlerde bu yanlışlardan vazgeçilir.
Dip Not:
Sahnelerde daha kaliteli Orhan Kemal öyküleri görmek dileği ile…
Anahtar Kelimeler: tersine dünya, Bakırköy Belediye Tiyatrosu, Orhan Kema
0 Yorum