"Hiç üzülmeyin boşuna, çünkü Bernarda hep var. Bernarda hep bizlerle olacak. Evet, o hep burada olacak. Yüzyıllar boyu... ne tuhaf, bunca zaman sonra yine aynı acıları, paradoksları, yaşıyor olmanın bıkkınlığını duyumsuyoruz."
Can Ali Çalışandemir ile Van Devlet Tiyatrosu, Konya Devlet Tiyatrosu, Trabzon Devlet Tiyatrosu, İkinci Kat ve Proje No2 dönemlerinden konuştuk. Ve elbette rol aldığı, yönettiği oyunlardan: "7 Kocalı Hürmüz", "Sara'yı Evlendirmek ","Töre", "Tarla Kuşuydu Juliet", "Bizans Düştü","Bit Yeniği", "Sönmüş Yıldızlar", "Bir Yaz Dönümü Gecesi Rüyası", "Hizmetçiler", "Gus ile Yemek Saati", "Işıltılı Haşerat","Aşk Bir Şey Değildir ", "Kadınlar İstasyonu", "Acı Kaybımız"dan ve neredeyse tüm zamanlarımı alt üst eden "Bernarda"dan... 2019-2022 Üstün Akmen Tiyatro Ödülleri gecesinde yaptığı konuşmadan...
Anlatırken fark ettim, Can Ali Çalışandemir ile aslında ilk karşılaşmam Konya'da izlediğim "Yedi Kocalı Hürmüz" ile olmuş. Yıl 2015 olmalı.
Yirmi iki yaşında ilk oyununu yönetmiş, ama oynamaktan hiç vazgeçmemiş ve kendi ifadesiyle:
"Oyunculuğa dair çok şeyi ' Tarla Kuşuydu Juliet ' oyununda yaşar kıldığı Shakespeare karakteri ile" öğrenmiş.
Proje No 2'nin diğer ortağı ve Sanat Yönetmeni Onur Duru ile 2016'da Dilek Türker ile yaptığımız röportaj esnasında tanışmıştım. Dilek Hanım'ın tiyatro müdürüydü. Gözlerinin içiyle gülümseyebilen ender insanlardan biri oluşu, uçsuz bucaksız nezaketi hemen dikkatimi çekmişti. Oyuncu, yardımcı yönetmen, video / animasyon ve dekor tasarımcısı tüm bunların ötesinde, tıpkı Can Ali Çalışandemir gibi, her koşulda 'çocuk kalbi'ni korumuş, tiyatroyu çok sevmiş, tiyatroyu yaşam biçimine dönüştürmüş biri Onur Duru. Aslında her ikisi için de tiyatro her şey demekti. Tiyatro sesleri, solukları, önceleri, sonralarıydı. Dahası geçmişin tüm hayaletleriyle yüzleşmişlerdi ve Proje No2 olarak geleceğe bırakacakları nice sözleri vardı.
"Aslında 'Hizmetçiler', 'Bernarda', 'Acı Kaybımız'da bitmeyen hesaplaşmaları hatırlatmak istedik. İnsanların, toplumsal değerlerin, kadının, kimliklerin, sınıfların arasında sürgit devam eden hesaplaşmalar, bu dediğimiz. Ezilenlerin, ötekileştirilenlerin seslerini seslerimize eklemeye çalıştık."
Limon sarısından, turuncuya, kavuniçine değişip duran bir ışık düştü duvara. Gölgeler giderek çoğaldı. Girit laciverti bir lekeye takıldı gözüm.
"Yaptığımızın arkasında durduğumuz, hiçbir koşulda pes etmediğimiz için..."
Farklı davranamazlardı ki zaten, tiyatro hayatlarının öznesi olmuştu çoktan.
Her röportajda olduğu gibi yine kronolojiye aldırmadan salkım saçak sorular yönelttim onlara. Konudan konuya geçtim.
Onur Duru üniversite yıllarında amatör tiyatroculuk yapmışsa da asıl eğitimi Ankara Sanat Tiyatrosu’nda olmuş. Erol Demiröz, Rutkay Aziz, Altan Gördüm, Altan Erkekli'nin, nasıl derler, rahle-i tedrîslerinden geçmiş.
"AST’ta oyunculuk, yardımcı yönetmenlik ve yazarlık yaptım. 'Kral Niye Çıplak Kaldı ' adlı bir çocuk oyunum oynandı mesela. 'Roma Hamamı', 'Kod Adı Keklik', 'Atatürk' gibi yetişkin oyunlarında ve birçok çocuk oyununda oynadım ve yine birçok oyunun reji ekibinde görev aldım.". Oyunlar dışında da boş durmadım ve Şenol Önder ile beraber önce AST 45. Yıl belgeselini ve AST 45. Yıl Kitabı’nı yaptım.
Onur Duru, Ankara Sanat Tiyatrosu dışında, Ankara Devlet Tiyatrosu’nda “Can Ateşinde Kanatlar”, Dilek Türker- Tiyatro Ayna’da “O Bir Efsane”, Betül Arım için “Dışarda Hiçbir Şey Var” gibi pek çok oyunda video mapping tasarımı yaptı.
2018 yılına dönmek istedim. Proje No2'nin tohumlarının atıldığı günlere... Kim bilir, belki de Can Ali Çalışandemir, Onur Duru pek farkında değillerdi ama, perde açılmış, tiyatro perisi çoktan serbest kalmıştı. Artık ne yapacağı hiç belli olmazdı.
Pınar Çekirge - O halde ilk sorum Proje No2 nasıl kuruldu ?
Onur Duru - Jean Genet'nin 'Hizmetçiler' oyununu hazırladığımızda yapımcımız yoktu. Eyüp Emre Uçaray ile görüştük ve İkinciKat adı altında oynamaya başladık... İşte o dönemde, Can ile beraber bir tiyatro kurmaya karar verdik. Aslında hayalimizi gerçekleştirmek istiyorduk. Hayatlarımızda hep bir ikinci proje yok mudur? Önerilen her şeyin ötesinde bir yeni proje… Kurduğumuz tiyatro da bizim hayattaki ikinci bir projemizdi.
Can Ali Çalışandemir - Onur olmasa bu işi kesinlikle sürdüremezdim.
Pınar Çekirge - Neden ?
Can Ali Çalışandemir - Ödenekli tiyatrodan gelmiş biri olarak, kendimi bir anda imkansızlıklar içinde bir şeyleri yoktan var etmeye çabalarken buldum. Proje No2'ye ait, Proje No2'ye dair her ne varsa, cast, yazar, salon kirası, teknik ekip, reji, dekor, kostüm, nakliye, bilet satışı, muhasebe işleri, bağlantılar, tanıtım her detayın takibi, sorumluluğu ikimizde.
Pınar Çekirge - Salgın, deprem, ekonomik sıkıntılar, artan maliyetler... Hiç pes ettiğiniz oldu mu?
Onur Duru - Vazgeçmek, pişmanlık değil ama... Sık sık sorguluyoruz kendimizi. Fakat umut hep yedeğimizde olduğundan, bu zorlukları da atlatırız nasılsa, diyoruz. Sanırım zaman içinde sabretmeyi ve çözüm üretmeyi öğrendik.
Can Ali Çalışandemir - Yine aynı şeyi söyleyeceğim, Onur olmasa bu işe devam edemezdim. Proje No2 ortak çocuğumuz aslında. Ve onu yaşatmak için bütün çabamız. Şunu da ifade edeyim, eğer dışarda ayrı ayrı başka çalışmalarımız olmasaydı çoktan havlu atmış olurduk.
Pınar Çekirge - Neden ?
Can Ali Çalışandemir - Düşünsene, yerleşik sahnemiz yok. Gezici tiyatroyuz. Bazen sadece nakliye tüm gişe gelirini bile aşabiliyor.
Pınar Çekirge - Ucuza, sığ olana gönül indirmediniz. Örneğin 'Bernarda' gibi üst düzey bir yapıma imza attınız. Başarınız 2023 Savaş Dinçel, 2020-2021 Tiyatro Eleştirmenleri Birliği ve yine aynı sezon Direklerarası Tiyatro Ödülleri, 2019-2022 Üstün Akmen Tiyatro Ödülleri tarafından onaylandı. Peki ya sponsor durumu, desem...
Can Ali Çalışandemir - Piyasada belli bir marka değerin, güçlü bağlantıların yoksa, sponsor bulmak, öyle pek kolay değil. Öncelikli amaç sanatı desteklemek mi, zaten bu da belirsiz.
Onur Duru - Derdi olan, toplumda karşılığı olan oyunlar seçtik. Öncelikli amacımız, kendimizi tiyatro ile anlatmaktı. Madem söylenecek sözümüz, sözlerimiz vardı, esirgemeden, eğilip, bükülmeden, lafı dolandırmadan söylemeliydik. Belli bir estetiği, oyunculukları, reji anlayışını gözeterek, ortaya iyi işler koymak istedik. Asla pes edip, kalitesiz yapımlara yönelmeyeceğiz.
Pınar Çekirge - Belki Gazanfer Özcan, Yıldız Kenter gibi vergi borçlarınız olacak, hacizler gelecek...
Can Ali Çalışandemir - Nazım 'Yaşadım diyebilmek için' demiş. Biz de tiyatro yapabilmek adına her şeyi göze alıyoruz. Deneyecek, yanılacak ama sanatsal açıdan özgün bir dil oluşturacağız. Pınar sen de biliyorsun, tiyatro göreceli bir iş, matematiksel bir formülü yok.
Pınar Çekirge - Doğru, bazen bir oyun tutacak, kapı, pencere kırılacak sanılınır... ve fena halde yanılınır. Peki şu astronomik sahne kiraları...
Onur Duru - Tiyatro mekanın sahibi için de o mekanı kiralayıp tiyatrolara açan için de zor. Onların çok daha fazla masrafları var çünkü. Bizden, bizim gibi sahnesiz tiyatrolardan aldıkları kiralarla o sahneyi yaşatıp, istihdam ettiği insanların ücretlerini, kira, elektrik, doğalgaz ve diğer masraflarını ödüyorlar. Astronomik diye mesela belediye salonlarını gösterebiliriz, özelleri değil.
Pınar Çekirge - Yücel Erten söylemişti: 'Tiyatro, bir anlamda insanoğluna avuçlarında su taşır.'
Can Ali Çalışandemir - Yaşadığımız sürece o suyu taşımak istiyoruz.
Pınar Çekirge - Tiyatro sahibisiniz ama ayrı ayrı ya da birlikte kendi tiyatronuzda oyuncu olarak sahne almadınız.
Onur Duru - Düşünmüyor değiliz aslında. Bakalım belki bir sürpriz yaparız.
Pınar Çekirge - Can, bir yönetmen olarak, örneğin "Bernarda" da hayallerinin yüzde kaçını gerçekleştirdin?
Can Ali Çalışandemir - Kısıtlı imkanlara rağmen eksik bir şeyler kalmış olsa da, yola çıktığımda kafamda olan hayallerin çoğunu sahneye taşıdığımı, gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Özge Arslan gibi farklı meziyetlere sahip bir aktirist ile çalışmanın çok büyük bir etkisi vardı. Üstün derecede şarkı söyleme kabiliyeti, çok iyi dans etmesi, yoğun duyguları kolayca açığa çıkarabilme yetisi, bir yönetmen olarak benim en büyük şansımdı. Bu sayede derdimizi anlattık. İzleyiciye geçen o duyguyu yarattık...
Pınar Çekirge - Onur, senin video, animasyon tasarımların oldukça özel ve bir o kadar da farklı...
Onur Duru - Pınar, şöyle izah edeyim: oldum olası sahnede Power Point'i andıran çalışmalar yerine tümüyle bilinçaltına seslenen, değişik çağrışımlar, hatırlatmalar yapan, hepsinden öte, sahne estetiğine ve esere hizmet eden tasarımlara imza atmayı hedefliyorum.
Pınar Çekirge - Peki ya digital tiyatro ?
Onur Duru – Tiyatro, kameraya sığmaz. 1960'lardan beri oyunlar kayda alınıyor... Hatta film gibi çekilen tiyatro oyunları var. Ama bu tiyatro değil, arşiv. Bir mesafe oluşuyor ister istemez. Seyirci, elinde kumandayla ekrandan izleyen etkisiz birine dönüşüyor.
Can Ali Çalışandemir - O büyü, o duygu sağanakları...seyirciyle oyuncu arasındaki o organik bağ kurulamıyor, bana göre. İzleyen ve eyleyenin aynı salonda olması gerek... Olmadı mı olmaz. O sıcaklık, o etkileşim sağlanamaz.
Pınar Çekirge - Buğulu bir pencere camına ne yazardınız ?
Onur Duru – "Fuck The System."
Can Ali Çalışandemir - "Acı Kaybımız"da yer alan bir repliği yazardım: "Rüyalarını gerçekleştirmenin tek yolu, uyanmaktır. Uyan!".
Pınar Çekirge - Üstün Akmen Tiyatro Ödülleri Töreni'nde bizi kuşatan Bernarda'lara dair yaptığın konuşma beni çok etkilemişti Can. Kendi "Bernarda" larımı düşündüm önce. Sonra Neron, Hitler gibi evrensel Bernarda'ları...
Cem Ali Çalışandemir - Oyunu sahneye taşırken Bernarda dışındaki tüm kahramanları aydınlıkta bıraktım. Sadece Bernarda Alba'yı yani zorbayı, tahakküm edeni ters ışıkla karanlıkta tutmayı yeğledim. Çünkü Bernarda'nın, yani zorbanın tek bir yüzü yok... Doğduğumuz evde, okulda, iş hayatımızda, kapımızın eşiğinde, yatağımızda... Adeta bir gölge gibi bizi izleyen nice Bernarda'lar var. Solukları ensemizde. Acının sıcaklığını, korkuyu hatırlatan... humma gibi, cinnet gibi, hayalhanelerini yerle yeksan eden.
Şimdi düşünüyorum da, Onur Duru ve Can Ali Çalışandemir için yaşamın en büyük mucizesi, hiç kuşkusuz, yollarının tiyatroyla kesişmesiydi. Daha da ne olsun?
Anahtar Kelimeler: Proje No 2, Can Ali Çalışandemir, Onur Duru
0 Yorum