Bir çiftliğe sıkışıp kalmış bir genç kadın.
Kaçıp gidecek bir yer yok, tarla sürecek makine yok, un öğütecek bir fabrika yok. Hayatını kıskaca almış adama karşı çıkacak dili ya da kelimeleri de yok. Ta ki kuşlara, bulutlara, güneşe, toprağa, tarlaya, etrafına gördüğü dünyaya isimler vermeye başlayıncaya kadar.
Canı pahasına kendi dünyasını inşa eden bir kadın aynı kalabilir mi? Her gün olduğumuz yerden biraz daha uzağa yürürsek değişmez miyiz? Bir kez konuşmaya başlayınca susmak mümkün mü?
Dünyanın Bütün İsimleri bilginin şeytanlaştırıldığı karanlık bir coğrafyada sınırları zorlamanın, öğrenmenin, öğrendikçe özgürleşmenin ve susturulmuş her sözcük için alınan intikamların hikayesi.
Anahtar Kelimeler: Dünyanın Bütün İsimleri
0 Yorum