" Tiyatroda kan diye ketçap akar, ama performansta akan kendi kanınızdır..."
Dün Ali Cüneyt Kılcıoğlu ile yazdığı " Kelopatra'ya Ne Oldu ?" adlı oyunu konuşmuştuk.Bu defa oyunun yapımcısı, yönetmeni, oyuncusu Azade Küçükaycan konuğum.
Pınar Çekirge - Ali Cüneyt ' Canan Yolcu'yu şöyle tanımlamıştı : " O'nun hikayesi bizlerin hikayesi aslında.Çünkü sokağın diliyle kendi dilini aynı düzlemde getirmeye çalışan ve sanatı ne için yaptığını sorgulayan, sürekli silahı kendine çevirmiş, sanatı mesele edinmiş bir kişi... soy ismi gibi bir yolcu sanat yolcusu." Sizin için kim Canan Yolcu ?
Azade Küçükaycan - Canan Yolcu, babası kahveye giden; annesi, kızının rızası olmadan eve görücü kabul eden, birbiri ile flörtleşemeden evlenip, bir ömür boyu bu evliliği sürdüren bir ailede büyüyüp, ama büyüdükçe sonra sanat eğimi almış, felsefe okumuş, kendi ayaklarının üstünde durabilecek güce sahip, bir günümüz kadını. Peki nasıl oluyor da böyle bir sosyal çevre atlama oluyor diye sorarsanız, sorgulama cevabını veririm. Canan, sürekli olarak kendini, ailesini, çevresini, yaşadığı hayatı sorgulayan biri. Çok soru sorunca, okuyunca, yazınca ister istemez hayata farklı gözlerle bakabiliyor. Bu da onun yolculuğunun temelini oluşturuyor... ailesini, arkadaşlarını sorguluyor fakat onları olduğu gibi kabul edebilecek bir yüreğe de sahip aynı zamanda...zira oyunda, kendinden çok farklı bir dünya görüşü, yaşamı olan Tülay ile karşılaşıyoruz. Tülay, hala görüştüğü bir arkadaşı.
Pınar Çekirge - Bu proje nasıl doğdu ?
Azade Küçükaycan - Bildiğiniz gibi, Devlet Tiyatrosu'nda oyuncuyum. Devlet Tiyatrosu çok büyük bir kurum. Bunun için büyük bir organizasyon mantalitesi gerekiyor. Pek çok ilde yerleşik ve turne sahnesi var. Her sezon, oyunlar hazırlanırken, dikkatlice değerlendirilmesi gereken bir süreç, büyük bir devinim söz konusu. Seyirciye sürekli olarak yeni ve tekrarlayan oyunlar sunmalıyız. İdareciler bu devinim sürecini, elindeki kadroya göre değerlendirip, repertuar oluşturuyorlar. Böyle olunca da nöbetçi oyuncu sistemi ile karşılaşıyoruz. Bazı oyuncular prova yaparken bazı oyuncular da sahnede oynuyor oluyorlar. Yine bazıları da bir sonraki yeni oyunlarda verilecek görev için, kendini her an sahneye çıkacakmış gibi hazır halde muhafaza ediyorlar. Tabii, bir de rolüne uygunluk var. Mesleğinin ilk yıllarında ben de diğer meslektaşlarım gibi, bölgelerde çok fazla oyunlarda rol aldım. Belli bir yıldan sonra metropollere tayin oluyoruz. Metropollerde, kadrolu oyuncuların yanı sıra, Devletin Tiyatrosu olduğu için, kadro dışı genç oyuncular da çalıştırılıyor. İşte tam da böyle bir sürece girdiğimde, hemen mesleğimle ilgili başka alanlarda çalışmaya başladım. Radyo Tiyatrosu oyunları yazdım ve hemen hepsi TRT Ankara Radyosu'nda yayınlandı.
Pınar Çekirge - Hem yönetmek, hem oynamak nasıl bir duygu ? Zorlandığımız anlar oldu mu ?
Azade Küçükaycan - Aslında hem yönetmek hem oynamak benim tercihim değildi. "Kleopatra'ya Ne Oldu?" oyununu sadece yönetebilirdim, o zaman sahneleme biçimi olarak belki daha farklı olabilirdi ama, rol kişisi olarak değil. Bence Canan Yolcu tam da benim oynadığım gibi biri. Tabii, bu benim Canan Yolcu'm. Hem yönetmek, hem de oynamak birbiri ile iç içe duygular. İkisinde de her şey sahne üstünde olup bitiyor. Beni asıl zorlayan, oyunun yapımcılığını üstlenmekti. Bu bambaşka bir dünya. Mesela oyunun koreografi İhsan Bengier Ankara'dan geldi ve dolu dolu dört gün çalıştık. Ihsan Bey gittikten sonra tam iki hafta prova alamadım. Çünkü sahne arama, bulamama, afiş tasarım, baskı...Keops Heykeli, Eminönü'nde bavul arama...vs oldukça zordu. Ama tüm bunlar tecrübe elbette ... iyi ki yapmışım.
Pınar Çekirge - Projeye başlarken kafanızda oluşan hayali gerçekleştirdiniz mi ?
Azade Küçükaycan - Evet, hayalimi gerçekleştirdim. Sadece bundan sonra, daha çok seyirci ile buluşmayı diliyorum.
Pınar Çekirge - Yönetmen olarak Azade Küçükaycan oyuncu Azade Küçükaycan'dan memnun mu ? Peki ya oyuncu yönetmeninden ?
Azade Küçükaycan - Yönetmen olarak Azade Küçükaycan'dan memnunum. Oyuncu olarak da yönetmenin neler yapabileceğini, kafasındakileri biliyorum. Oyuncu üstünde değil ama bazı teknik konuları dile getirmek için zamanımız yeterli değildi. Fakat oyunun çok iyi bir tasarım ekibi var ki, onlar işlerini çok iyi yaptıkları için bazı işler de kendiliğinden yoluna girdi. Hepsine ayrı ayrı buradan tekrar tekrar teşekkür ediyorum.
Pınar Çekirge - Canan Yolcu bazen yorulduğunu hissediyor : " Yapmaya çalıştığım, resmin çerçeveye isyanı gibi, oyuncunun sahneye isyanı gibi, düğün şarkıcısının düğün salonuna isyanı gibi..." diyor.Hayattan daha absürt bir kara komedinin olmadığını, hatırlatıyor bize.Ali Cüneyt bu durumu şöyle açıklıyor : " Çünkü devrimi devrimin silahlarıyla yapamazsınız devrimi devrimin aşina olmadığı silahlarla yapmak gerekiyor." Ne dersiniz ?
Azade Küçükaycan - Ali Cüneyd Kılcıoğlu çok zeki ve hepimizden daha çok okuyan belki de düşünebilen biri. Kendisine saygıyla katılıyorum.
Pınar Çekirge - Devlet Tiyatrosu oyuncusu olarak özel tiyatroda yer almak nasıl bir duygu ?
Azade Küçükaycan - Devlet Tiyatrosu oyuncusu olarak, özel tiyatroda yer almanın duygusu; eğer duygu durumu, sahne üstünde olmak ise değişen bir şey yok. Çünkü sahnede atan aynı kalp. Aynı disiplin, aynı haz... yürüdüğüm yol ise çok farklı. Bu konuda söylenecek çok söz, yazılacak çok cümle var. Fakat ben şunu söylemek istiyorum; Bence insanlar, sanatçılar hep aynı şeyi yapmamalılar. Mesela sürekli olarak oyunculuk yapmamalı. Ara sıra farklı bir dünyadan farklı bakış açıları ile görmeliyiz hayatı. Mesela yurt dışında yaşamak bana böyle bir deneyim kazandırdı. Başka dünyalar ile haşir neşir olmalıyız. Devlet Tiyatrosu'nda oynamak da aynı şey. Bazen o kabuğun içinden sıyrılıp çıkmak gerekiyor. Özel tiyatro oyuncuları için de geçerli bu.
Oyun sonunda Canan Yolcu şöyle diyor: ' Kulaklarımı tıkıyorum. içimden şarkılar söylemeye çalışıyorum.' İçimdeki kurumsal benliğime bağırıyorum. Onun sesini çıkarmasını önlemeye çalışıyorum. Çünkü onu içimde duymak beni delirtiyor. Beni ele geçirmesini istemiyorum. Yok, yenilmeyeceğim sana , yenilmeyeceğim!..'
Yazarı, yapımcısı, yönetmeni, oyuncusuyla " Kleopatra'ya Ne Oldu ? " yu farklı boyutlardan ele alarak konuştuk.Bu oyunu izlemenizi öneririm.
Anahtar Kelimeler: Kelopatra ya Ne Oldu
0 Yorum