İSTANBUL ŞEHİR TİYATROLARI’NDA OLAĞANÜSTÜ SHAKESPEARE YORUMU : “ONİKİNCİ GECE”
İstanbul Şehir Tiyatroları’ nda geçtiğimiz günlerde gala dışında izlediğim –ki galaların oyuncu performanslarını olumsuz etkilediği kanısındayım- William Shakespeare’ in ‘yanlışlıklar komedyası’ üzerine yazdığı ‘Onikinci Gece’ oyunu, günümüz dünyasının koşullarını Shakespeare dönemine taşıyan bir gösteri. Son iki senedir İngilizlerin dahi yazarı Shakespeare üzerine o kadar çok yapımı görme şansım oldu ki; klasik yapıdan, sıkı sıkıya günümüz dünyasının şartlarına modernize olmuş sahnelemeler teatral dünyaya farklı renkler kattı. Gerçi ortaya konan ürünlerin hepsinin ‘şahane’, ‘muhteşem’ olduğunu söylemek büyük yanlış olur; ama Serdar Biliş rejisiyle sahnelerde yerini alan bu yorum başlı başına Türkiye Tiyatrosu’ nun aradığı taze kan diyebilirim! Kritiğe neden böyle bir giriş yaptığımı ilerleyen bölümlerde anlatacağım.
Oyunun konusunu kıssaca anlatmalı. Aslında wikipedia’da ‘Onikinci Gece’ üzerine kapsamlı bir açıklama mevcut. İsteyenler oradan da konuya bakabilir. İlliria Krallığı'nda aşkı özleyerek, eğlenerek, duygusal acılar çekerek yaşayan bir grup insan topluluğunun arasında filizlenen öykü, Dük Orsino’nun Kontes Olivia’ya olan aşkı ile çevrelerinde yaşayan insanların maceraları arasında gidip gelir. Küçük yaşlarda bir fırtınaya yakalanan gemide birbirini kaybeden iki kardeşin traji-komik hikayesi öykü içinde süre gelen aşkı karmaşık hale sokar. Bu kardeşler biri kız diğeri erkek olmak üzere ikizlerdir ve birbirlerine çok benzerler. Viola erkek kılığında kardeşinin peşine düşüp sahibi Orsino’ya aşık olurken, Kontes Olivia ise erkek zannettiği Viola’ya gönlünü kaptırır. Orsino’nun aşk dolu sözcüklerini söylemekle görevli olan genç kız içindeki aşkın ezikliğiyle bunu yapmak istemese de, Olivia’ nın Orsino ile ilgilenmemesi üzerine içten içe sevinir, fakat kendisine aşık olan bu kadını nasıl aşkından vazgeçirecektir, bunu bilmemektedir. Yaşanılan karmaşanın içinde Viola’ nın öldüğü zannettiği ikiz erkek kardeşi Sebastian çıka gelince her şey daha beter şekle dönüşür. Oliva, Viola zannettiği Sebastian ile evlilik hazırlığına girer.
Olayları anlatırken bile, konunun ne denli karışık olay örgüsü içinde irdelendiğini görürüz. Konu size uzun gelmiş olabilir, ama Olivia’ ya aşık olan diğer şehir insanından bahsetmeden konunun özüne değinmeye çalıştım. Yönetmen Serdar Biliş, gösterinin hemen başında sahne önüne koyduğu perdeden Viola ile Sebastian’ ın deniz kazasını gösterip, oyun boyunca perdeye yansıttığı görüntülerle konunun gidişatına uygun duygusal anlar oluşturmuş. Günümüz dünyasından esprilerin karakterlerin diline yerleştirilmesi, ayrıca aşkın anlatımında fazlaca duygusal girdaba girmeden sade geçişlerin sağlanması olağanüstü bir düşüncenin ürünü! Geçtiğimiz hafta Zorlu PSM’ de izlediğim Martin Tulinius yorumu ‘Hamlet’te müziğin bir Shakespeare oyununu nerelere sürüklediğini detaylarıyla anlatmıştım. Şehir Tiyatroları’nın ‘Onikinci Gecesi’nde ise Çiğdem Erken’ in müziklerine tanık olup, ‘Tiger Lilies’ ın muhteşem çalışmasını dinler gibi, oyunun büyüleyici atmosferde, ironilerle dolu ilerlediğine tanık oldum. Serdar Biliş’le Çiğdem Erken ikilisinden doğan gösterinin yönetmen bazında kusursuz gösteriye dönüşmesi, konudaki geçişlerin hızlıca yapılmasından kaynaklı. Biliş’ in ayna kullanımıyla ikiz kardeş değişimlerini sağlaması, oyuncuları ayna ardına saklayarak seyircinin belleğinde bir illüzyon yaratması harikulade! Yazarın komedi yüklü dünyasını anlayan yönetmen, ‘Viola’ ile ‘Andrew’ arasındaki kavgayı bir boks ringinde seyirciye sunması modern Shakespeare düşüncesini zirveye taşıyor.
2008 yılında Siren Theatre’dan izlediğim ‘Onikinci Gece’deki müzikler bende nasıl tarifi mümkün olmayan güzel duygular oluşturmuşsa, Çiğdem Erken’ in müzikleri de aynı duyguyu belleğime yerleştirdi. Bu karşılaştırmaları yapmamın nedeni şu; yıllardır klasik Shakespeare oyunlarıyla sahnelerimizin esir alındığına tanık olup, Avrupa’ nın modern yorumlarına bakarak iç çektiğimiz günler artık geride kaldı. Serdar Biliş rejisinden çıkan ‘Onikinci Gece’, rejisiyle, müziğiyle oyuncularıyla bu yılın en çok konuşulan yapımlarından birisi olacak!
‘Viola’ / ‘Sebastian’ rolünde Senan Kara Tumluer ortaya koyduğu tempoyla izleyiciyi kendisine hayran bırakıyor. ‘Orsino’da Erkan Sever’le kurduğu ikili diyaloglarda her iki oyuncu oyunun sürükleyici ismi olmuş. Bennu Yıldırımlar’ ın ‘Olivia’ yorumuna hayranlıkla baktım. Doğal oyunculuğunun sahne izdüşümü öylesine etkili ki, ‘Olivia’ nın babası için yas tuttuğu bölümlerde, ‘Viola’ya aşkla kaldığı sahnelerde seyrine doyulmaz rol bütünlüğü sergilemiş. ‘Feste’de Özge Özder’ in umarsız, sadece zevk için yaşayan karakter tanımı esprili konuya renk katıyor. Gamze Kuş’ un günümüzle 1600’lü yıllar arasında köprü vazifesi gören sahne ve kostüm tasarımı Özder’ in olduğu bölümlerde daha bir belirgin. Oyuna genel çerçevede baktığımızda ise, Erkan Sever’ in ‘Orsino’ rolünde Shakespeare dönemi başarılı karakter tanımlamasını izliyoruz. Oyuncu dört dörtlük rolünü tamamlıyor.
Sahnede ekibin ekip ruhuyla hareket ettiği, oyuncuların yönetmenin ne söylemek istediğini anladığı, müziklerin Shakespeare’ i bir adım daha günümüz dünyasına yaklaştırdığı ‘Onikinci Gece’ yılın en iyi oyunu olmaya aday bir gösteri. İstanbul Şehir Tiyatroları’ndaki bu eşsiz yorumu mutlaka izleyin!
Yaşam Kaya / [email protected]
Anahtar Kelimeler: 12. gece, on ikinci gece, Bennu Yıldırımlar, istşeh, istanbul şehir tiyatrosu
0 Yorum