MAKALELER

Ölüm Ve Kız - Ankara Sanat Tiyatrosu

2009.04.11 00:00
| | |
15417

Time Dergisi onu “Eserleri sürekli olarak güç ve kimliğin nasıl kesiştiğini ortaya koyan edebiyat üstadı" olarak tanımlarken,

     İşkence Gerçeğinden Ölüm Ve Kız'a
 
    İzmir 27. Tiyatro Günleri kapsamındaki turne oyunlarından biri, Ankara Sanat Tiyatrosu tarafından sahnelenen, Ariel Dorfman'ın Ölüm ve Kız oyunuydu. İzmir sahnelerinde politik tiyatro örneği oyunlar görmek sevindirici, ama yetkin metinlerin oyunculuk ve dramaturgi eksikliklerine kurban gittiğine şahit olmak da bir o kadar üzücü.
 
      Ariel Dorfman Kimdir?
 
    1942 doğumlu, Arjantinli oyun ve roman yazarı, aynı zamanda da şair ve gazeteci olan Ariel Dorfman, Şili Üniversitesi'nde eğitim görmüş, profesör olduktan sonra da aynı üniversitede çalışmıştır. 1973 yılında Şili'de CIA' nın desteğiyle Pinochet'nin düzenlediği askeri darbenin ardından sürgüne gönderilen yazar, 1990 yılından sonra ülkesinin demokrasiyle yönetilmeye başlamasından sonra zamanını Santiago ile Amerika Birleşik Devletleri arasında geçirmeye başlar 1985 yılından beri Duke Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışan Dorfman, otuzdan fazla dile çevrilmiş olan eserlerinin çoğunda, Amerika kıtasının gerçekliğini, hayallerini ve zorba yönetimlerin dehşeti ile sürgün hayatının güçlüklerini anlatmaktadır.
 
   Ariel Dorfman, Ölüm ve Kız (1991), Gerçekleri İktidardakilere Anlat (2000) ve Karanlığın Ötesinden Sesler (2000) adlı oyunları ile tiyatro tarihinin önemli yazarları arasındadır. Ayrıca, roman türündeki Dullar (1983), Manuel Sendero 'nun Son Şarkısı(1987), Ateş Sardı Evimi (1990), Konfidenz (1995) ve Dadı ve Buzdağı (1999), Güneye Yönelmek, Kuzeye Bakmak (1998), Terör Cininin Kovulması (2002), Blake'in Terapisi, Dadı ile Buzdağı, Karanlığın Ötesinden Gelen Sesler, Nice Eylüller Başka Amerika'lar, Direniş Üçlemesi adlı kitaplarının yanı sıra dünya çapında önemli gazetelerde yazılar yazmaktadır.
 
    Time Dergisi onu “Eserleri sürekli olarak güç ve kimliğin nasıl kesiştiğini ortaya koyan edebiyat üstadı" olarak tanımlarken, Washington Post tarafından "birinci sınıf bir dünya romancısı", Newsweek tarafından da "en büyük Latin Amerikalı yazarlardan biri" şeklinde nitelendirilmektedir. Pinochet'nin 1973 darbesi “Ölüm ve Kız” oyununun çıkış noktasıdır. O tarihten beri beri Şilili bir sürgün olan Dorfman ömrünü, pek çok Amerikalı'nın gerçekliği ve hayallerini İspanyol ve İngiliz dillerinde sergilemeye adamıştır. Otuzdan fazla dile çevrilen eserleri arasında çok beğenilen hatıratı Heading South, Looking North ve romanları Dullar, Konfidenz, Blake's Therapy ve The Nanny and the Iceberg sayılabilir. Kitaplarının birçoğu hem İngilizce hem de İspanyolca baskılarıyla Seven Stories Press'ten çıkmıştır. Oyunları yüzden fazla ülkede sahnelenmiş ve Ölüm ve Kız adlı oyunu, Roman Polansky tarafından sinemaya uyarlanmıştır. Son oyunları, Purgatory ve Voices from Beyond the Dark: The Speak Truth to Power Play'dir. In Case of Fire in a Foreign Land adlı bir şiir kitabı yayınlamış, eserleriyle birçok uluslararası ödüle layık görülmüştür.
 
      Metin Üzerine…
 
    Ölüm ve Kız, düşünmeye, sorgulamaya yönlendiren politik nitelikli bir oyun... İşkence olgusundan yola çıkarak, çatışma ve gerilimi çarpıcı bir üslupla ortaya koyan evrensel nitelikli bir metin oluşuyla modern tiyatronun seçkin örnekleri arasındadır… Dikta rejiminin ardından yaşamlarının seyri değişen insanların, psikolojik gerilimi gerçek dünyanın her anına taşıdıklarını vurucu bir şekilde yansıtıyor yazar...
 
    The Times'da, “dehşet verici, töreci bir gerilim öyküsüyle kurgulanmış müthiş bir tiyatro yapısını açık, saydam bir düşünceyle, aynı zamanda da ateşli bir anlayış ve merhametle birleştirmiş” şeklinde yorumlanan oyun, Sophokles'in tragedyalarına benzetiliyor.
 
    Şili'de, 1974 yılında, Salvatore Allende yönetimine karşı, CIA destekli General Augusto Pinochet denetimindeki ordunun yaptığı darbenin ardından, ülkedeki tüm ilerici-devrimci kişi ve topluluklara karşı yoğun baskı dönemi başlamıştır. Bu dönemde, ülkedeki aydınlara, öğrencilere, emekçi ve devrimcilere dönük kaybetme, işkence, yargısız infaz ve ağır hapis cezaları sonucu tüm muhalif unsurlar sindirilmiştir. Bu olaylardan yolaçıkan Ölüm ve Kız'da,Paulina Salas ve Gerardo Escobar, ülkeden kaçmaya çalışanlara yardım etmişlerdir. Bu nedenle Paulina göz altına alınıp, işkenceye maruz kalmıştır. Serbest kaldıktan sonra da Gerardo ile evlenmiştir.
 
    Diktatörlüklerden kırılgan bir demokrasiye geçişin güçlüklerini yaşayan bir ülkede, barışçı adalet mi, yoksa yasadışı öç almak mı daha etkilidir? Peki ya intikam duygusu yitirilenleri geri getirebilecek midir ya da bu durumda suçluyla mağdur arasında ne fark kalacaktır? O halde uzlaşma, kişisel adalet isteğine yeğlenmeli midir? İnsanlığa karşı işlenen suçlar nasıl ortaya çıkartılacaktır? Bunu yaparken adalet mekanizması her zaman doğru işler mi? Ariel Dorfman, bir yandan adaleti sorgularken, diğer yandan da psikolojik gerilim örgüsü içinde öç alma duygusunu irdeliyor. Paulina karakteri özelinde, intikam duygusunu içinde büyüten insan ne kadar acımasız olabilir, öç almak terapinin bir parçası mıdır sorularına yanıt ararken, işkence görenlerin ve işkence yapanların aynı topluma karıştıkları ve yüz yüze gelme ihtimallerinin olduğu gerçeğini dile getiriyor. Beraberinde de, bu durum nasıl sonuçlar doğurur, toplumsal dengeyi sağlamak adına gerçek feda edilmeli midir, insan psikolojisi mi yoksa toplumsal dengenin bozulmaması mı daha önemlidir, yalan ve iftiranın sürüp gittiği bir ülkede yaralar nasıl sarılır soruları gündeme gelirken oyun, bu soruların cevapları demokrasinin temeli olan ulusal denge ve birlik zedelenmeden nasıl yanıtlanabilir konusu üzerine seyirciyi düşündürüyor.
 
    Olay, hukukçu Gerardo' nun ülkenin yakın geçmişindeki suçları incelemek için atandığı günün akşamı, şehir dışında, deniz kıyısındaki bir evde geçmektedir… Eşi Paulina, soruşturma komisyonunun gün ışığına çıkartmaya çalıştığı suçların kurbanlarından biridir, Şili'deki askeri darbe sonrasında işkence görmüştür. Gerardo, bir akşam evine dönerken yolda otomobilinin lastiği patlar, araçta kriko yoktur, çünkü eşi krikoyu annesine vermiştir. Yolda mahsur kalan Gerardo'yu evine bırakan Dr. Roberto Miranda, kendisine çok dostça davranır. Gerardo, bu iyi niyet karşısında, evi kırk dakikalık mesafede olan doktora geceyi orada geçirmesini teklif eder, eşi Paulina bu durumdan ötürü çok tedirgin olmuştur, çünkü bir zamanlar tutuklanıp işkenceye alındığında ırzına geçmiş olan doktorun Miranda olduğunu iddia etmektedir, onu sesinden tanımıştır. Gerardo ise, Miranda'nın iyi bir adam olduğunu savunmakta, karısının geçmişte yaşadıklarından ötürü psikolojik sorunlarını hala atlatamadığını ve kurguladığı şeylere inandığını düşünmektedir. Paulina, kocası uyurken Dr. Miranda'yı bağlar ve suçunu itiraf etmesi için silahla tehdit eder. Bu sahnelerde Paulina, Miranda'ya fiziksel olarak çok yaklaşıyor, oysa ki tecavüz vakaları üzerinde yapılan psikolojik araştırmalar, kişilerin tecavüzcüleriyle ilk karşılaştıklarında çok tedirgin olduklarını, tecavüze uğrayan kişinin, aradan uzun zaman geçmiş olsa bile, kendisine tecavüz eden kişiye dokunmasının mümkün olmadığını ortaya koyuyor. Paulina, Miranda'yı kokusundan ve ses tonundan tanıdığını söylüyor, bu normal, ama onu tuvalete götürmesi veya ona dokunması, oyunun dramaturgi aşamasında psikolojik çözümlemenin derinlemesine yapılmadığını gösteriyor.
 
     Schubert' in “Ölüm ve Kız” Teması…
 
    Dr. Miranda, Paulina'ya tecavüz ettikten sonra Schubert dinletmiştir, hatta bu yaptığının kendince iyi niyet olarak algıladığı bir açıklaması vardır; ona göre Schubert tutukluların acısını hafifletmekte ve doktorun iyi adam rolüne yardım etmektedir. Doktor başlangıçta mesleki yardım için bu işe bulaşmış, fakat zamanla işkence uygulamalarına katılmaktan zevk aldığını keşfetmiştir. Sorgulamalara katılarak, diğerleriyle birlikte tutuklu kadınlara defalarca tecavüz etmiştir. Bu kez Paulina, kaderini elinde tuttuğu Miranda'ya Schubert dinletir, aslında roller değişmiştir, ama bu müzik ona, yaşadığı işkence ve tecavüz anlarını anımsatmaktadır. Oyunda, belleğin acıları canlı tutuşunu ve bazı simgeler aracılığıyla olay anı psikolojisinin ve korkuların geri gelişini simgesel olarak çok çarpıcı bir şekilde kullanıyor yazar. Psikolojide bu durum “travmatik nevroz” olarak tanımlanıyor.
 
    Oyunun adı, Franz Schubert'in, Claudius'un şiirinden esinlenerek yazdığı bir lied' den alınmıştır. Ölüm ve Kız teması kaynağını mitolojiden almaktadır; Antik Yunan'da genç tanrıça perileriyle birlikte çiçek toplarken, çok güzel bir nergis görür ve onu koparır. O anda yer yarılır, Hades yeryüzüne çıkar ve Persefone'yi kaçırır. Bu mitolojik öykü, 15.yy sonlarında yeni bir biçim alır, sonradan “Ölüm ve Kız” teması Renaissance Almanya'sında ön plana çıkar. Ölüm dansı teması, o zamana kadar resimlerde zarif bir bayan ya da güzel bir bakire figürü ile, masumiyet öne çıkartılarak betimlenmiştir. “Ölüm ve Kız” temasının gelişimiyle birlikte, cinsellik ve ölüm arasında karanlık bir ilişki olduğu keşfedilir. Zamanla genç kız figürü, bir dans partneri olmaktan çıkarak erotizmi simgeleyecek şekilde yansıtılır. Aşk ve tutku temaları böylece “Ölüm ve Kız” temasını resimlerden edebiyata taşır. 18.yy'da şair Matthias Claudius'un yazdığı “Ölüm ve Kız” şiiri, bu temanın ruhsal ve tensel karmaşasını dile getirmektedir. Güney Amerikalı yazar Ariel Dorfman da, darbe sonrası yaşadığı çelişkili duyguları “Ölüm ve Kız” temasından yararlanarak sahneye taşımıştır.
 
      Reji ve Oyunculuk Üzerine…
 
    Gerardo Escobar rolündeki Tolga Tuncer, kuru ve duygusuz bir oyunculuk sergiliyor ve çok fazla dili sürçüyor, bu da dikkatini dağıtıyor. Bazı yerlerde Türkçe yanlış kullanılıyor; örneğin Gerardo, “Bu yaptıklarının nasıl bir sonuçlar doğuracağını biliyor musun?” diyor! Paulina kocasına, “Sana yeniden bakmak, seni nazlamak istiyorum” diyor. Benzer Türkçe hataları dramaturgi aşamasında mı önemsenmemiş, yoksa oyunculara ait hatalar mı bilinmez. Aynı şekilde ufak tefek teknik hatalar da gözden kaçmıyor: Bir sahnede Gerardo eve geliyor, aracı park ediyor, fakat motorun stop efekti bitmeden önce sahneye giriyor.
 
    Paulina'yı oynayan Ebru Saçar, abartılı yorumuyla rahatsız ediyor. Sürekli hoplayıp zıplarken, oyunun başından sonuna kadar tüneme şeklinde oturmasına bir anlam vermek mümkün değil, ayrıca otururken hiç kapamayan bacaklarıyla sergilediği erkeksi tavır, sahne estetiğine aykırı duruyor. Ebru Saçar, Paulina'nın çektiği acıyı doğru yansıtamadığı için, intikam alma duygusunun haklılığını da zayıflatıyor.
 
    Dr. Roberto Miranda rolündeki Tolga Tuncer ise, rolünün duygusuna yeterince girememiş olsa da, işkencecinin, yaptığı kötülükleri yok sayarak, sıradan insanlar gibi bir hayat kurmasını ve hiçbir şey olmamış gibi yüzsüzce topluma karışmasını, hatta hayat hakkında ahkam kesmesini vurdumduymaz tavırlarla yansıtma konusunda başarılı.
 
     Final ve Son Söz…
 
    Oyunun finaline doğru Dr. Miranda suçlarını itiraf eder ve kendi isteğiyle itiraf ettiğini kağıda döküp imzalar. Paulina istediğine ulaşmış, rahatlamıştır, Miranda'yı serbest bırakacağını söyleyerek kocasını otomobili çıkartması için garaja gönderir. Bu sırada Miranda'yı öldürmek ister, fakat vazgeçip serbest bırakır. Bu noktada, “işkencecini öldürmek etik midir?”, “işkencecini öldürürsen ne kaybedersin?” soruları gündeme geliyor ve finalde İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin işkence maddesi okunuyor.
 
    Nitelikli politik tiyatro oyunlarıyla tanıdığımız Ankara Sanat Tiyatrosu bu kez şanına yakışır bir başarı gösteremiyor ne yazık ki… Oyun Şili'de askeri darbe dönemini birebir yaşamış, işkence görmüş kişilerin yaşamında on beş yıl sonrasına gittiği için yer ve zaman kavramının çok önemi yok… Burada ön plana çıkan, işkence karşısında insan olma hakkı ve işkencenin kişi üzerindeki psikolojik etkisidir ve yaşananlar evrenseldir. Sahnelendiği her dönemde ve yerde etkisini canlı tutabilecek nitelikteki bu güçlü metin, ne yazık ki oyunculuk ve reji hatalarının kurbanı olmuş. İyi seyirler.

Anahtar Kelimeler: Ariel Dorfman, ölüm ve kız, ankara sanat tiyatrosu, ast



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir