MAKALELER

Martı - İstanbul Şehir Tiyatrosu

2016.06.01 00:00
| | |
5841

Bu sezon merak ettiğimiz oyunlar arasında yer alan Yakaza Tiyatrosunun “Sıradışı Martı” oyununu, sezonun son temsilinde izleme fırsatı bulduk..

 

“SIRADIŞI MARTI” OYUNU İNCELEME VE ELEŞTİRİSİ


      Bu sezon merak ettiğimiz oyunlar arasında yer alan Yakaza Tiyatrosunun “Sıradışı Martı” oyununu, sezonun son temsilinde izleme fırsatı bulduk. Tabi bu merakın altında yatan bir takım sebepler vardı. Bu sebeplerin altında da Yakaza Tiyatrosunun öz ve biçimsel özellikleri gelir. Yeni sezonda da devam edecek olan bu oyunu metin, oyunculuklar ve prodüksiyon olarak inceledik.


    
GERÇEK BİR TİYATRO EMEKÇİSİ; HASAN NAİL CANAT!

    Yokluk ve imkânsızlıklar içerisinde tiyatrosunun sancağını asla yere indirmeyen, mücadelesinde asla pes etmeyen ama bir taraftan da bu mücadeleyi sessiz sedasız kameralardan uzak vermiş olmaktan dolayı çok fazla duyulmamış bir emekçidir; Hasan Nail Canat. 2004 yılında aramızdan ayrılan usta yönetmenin devamı niteliğindedir; Yakaza Tiyatrosu. Tüm varlığı boyalı paravanları olan ve her yeni oyununda onların yüzünü değiştirmekten başka bir imkânı bulunmayan bu emekçi, Anadolu’yu karış karış gezerek suyu olmayan köye mezraya tiyatro götürmüştür. Genellikle bu mücadelesinde yalnız olduğundan belirli bir çevrenin bildiği ustalardandır. Kendine has çizgileri ve biçimleri vardır. Sıradışı Martı oyununu kızı Hale Canat Cürgül kaleme alırken, başrolünü damadı ve ayrıca o dönemler oyuncusu olan Birol Cürgül oynuyor. Yönetmenliğini ise uzun süre bu ustanın tiyatrosunda oyunculuk yapmış olan Mehmet Fatih Koç yapmış. Ustadan çizgiler ve izler taşıyan bu oyunu incelemeden önce büyük usta hakkında öz de olsa bir bilgi vermek gerekirdi. 

OYUN ATMOSFERİ; “USTA YAŞIYOR” DİYORDU.

    Oyunda ilk göze çarpan iyi kurulmuş bir oyun atmosferiydi. Merhum ustayı tanıyan ve en az bir oyununu izlemiş olanlar bilirler; onun oyunlarında ilk göze çarpan iyi kurulu bir oyun atmosferidir. Bu atmosfer bazen bir girdap gibi sahne ile seyirci arasındaki dördüncü, görünmeyen duvarı parçalayıp seyirciyi içine çekerken bazen de araya zırhlı bir duvar örerek kati surette seyircinin yabancılaşmasını sağlar. Bu özellik oyunun metnine ve olay/duruma göre değişkenlik gösterir. Bu oyunda da oyunculuğa başladığım yıllarda son zamanlarına yetiştiğim ustanın manevi havasını tattım. Yakaza Tiyatrosu ayrıca çağdaş normları ve reji uygulamalarını da yakalayarak, yeni tekniklerinden de faydalanarak ortaya günümüz şartlarıyla bir “Hasan Nail Canat” perspektifinde oyun çıkartmış.

PRODÜKSİYON; TAMAMEN EMEĞİN ÜRÜNÜYDÜ.

    Oyunda en çok göze çarpanların başında olan, oyunculuklardan, kostüme dekora, ışık uygulama ve efektlere kadar büyük bir emek verildiği aşikardı. Dolayısıyla bu emek, oyunun başarısını hep zirvede tuttu. Oyunun metninde birkaç güçlendirilmesi gereken nokta dışında ve dramaturjik birkaç düzeltme dışında kusur yok denecek kadar azdı. Mükemmele yakın bir yapımdı. Metin içerisindeki birkaç üzerinde durulması gereken nokta da yazarın ilk oyunu olmasından kaynaklansa gerek diyerek; ilerleyen günlerde daha güzel eserler izleyeceğimizden eminim. Hem oyuncuların, hem yazarın eğitim almamış olmasına rağmen büyük ustanın tedrisatından geçmiş olmanın verdiği profesyonellikle güzel bir iş çıkartmışlardı. Umarım yeni sezonda bol bol temsil vererek daha geniş kitlelerle buluşur. 

Yasin ÇETİN
[email protected]
 

Anahtar Kelimeler: martı, istanbul şehir tiyatrosu



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir