MAKALELER

Kumlara Yazılmamış Bir Mücadelenin Öyküsü : Arusyag Papazyan

2022.08.10 00:00
| | |
9805

Burak Süme ile ortak çalışmamız "Arusyag Papazyan / Osmanlı Azınlık Tiyatrosu'nun İlk Profesyonel Kadın Oyuncusu" (2022) adlı kitapta çıkış noktamız...

Burak Süme ile ortak çalışmamız " Arusyag Papazyan / Osmanlı Azınlık Tiyatrosu'nun İlk Profesyonel Kadın Oyuncusu "(2022) adlı kitapta çıkış noktamız, tümüyle düşsel bir kurgulamayla bir dönemi, önerilen, dayatılan hayatlara karşı gelmiş, eril dünya söylemlerine sırtını dönmüş, tiyatro sanatının azad kabul etmez kulu, kölesi olmuş ve  yıllar yılı susmuş bir kadının söylediklerini aktarmaktı sadece.O'nu hatırlatmak, farkındalık yaratmak.

1907 yılının Nisan'ında hayata veda eden Arusyag Papazyan ile Üsküdar'da eski, yıkıldı yıkılacak ahşap bir evde buluştuk.Herşey böyle başladı aslında.Biz ve onun hayaleti.Başbaşaydık.

Yalnızdı.Unutulmuşluğu kabul edemiyordu.Alkışları, sahnede olmayı özlemişti en çok.Oysa hatıralarla yaşamaya lanetlenmişti.

Geçmiş ve  gelecek yoktu onun için, nicedir geniş zamanlarda soluk alıp veriyordu çünkü.Kendine hapsolmuştu.Belleği bile ihanet etmeye başlamıştı...olayları, geçmişi kendince yeniden kurguluyor, öyle anlatıyordu.

Osmanlı'da tiyatro sahnesine çıkan ilk profesyonel kadın oyuncu olan Arusyag Papazyan, Burak Süme ile bana 'yıllardır bütün sustuklarını' tek tek anlattı.Sürdürdüğü zorlu mücadeleyi, senelerin yorgunluğunu, şöhretin büyüsünü, alkış özlemini, peş peşe yaşanan düşbozumlarını, duygusal kırıklıklarını...hayattan bir kabusa uyanmış gibiydi.Yalnızlık bir kement atmış, çekip bağlayıvermişti onu kendine.Gerçek ve üstü birbirine karışmıştı nicedir.

Arusyag Papazyan'ın öyküsü bu topraklarda 'mücadeleci, hayallerinin peşine düşmüş, tutkularını gerçeğe dönüştürmüş ve bu uğurda ağır bedeller ödemiş bir kadının hikayesi'ydi aslında.

Arusyag Papazyan arkasında bir başarı izi bıraktığının, bir öncü olarak, kısmen de olsa kimi ön yargıları, tabuları yıktığının farkında mıydı acaba ? Geriye nedense hep o lila rengi hüzünler, keskin yalnızlıklar kalmıştı.

" Herkes gibi olmayı istemedim.Oyuncu olmayı seçtim.Suçluydum onlara göre ! Oysa bir güvercindim ben.Gökyüzünü arayan, gökyüzüne hasret kalmış..."

Pencerede belli belirsiz bir gölge... Uzaklarda keman sesleri. Sehpada unutulmuş siyah bir eldiven teki. Duvarda paslı çiviye asılı, yıpranmış, rengi atmış bir yün hırka.Kirpikte donan gözyaşı.

Gözpınarlarına dolan yaşları içine akıttı.Ağlamamalıydı.Ne olursa olsun ağlamamalıydı.

" Kalp, ruh, gövde ve gökyüzü hani bazen aynı anda ağlar..." 

Arusyag Papazyan 1800'lerin ortasında, Osmanlı'da profesyonel anlamda tiyatro sahnesine çıkan ilk Ermeni kadın oyuncu olarak, bir büyük devrime de neden olmuştu aslında.

Şimdi düşünüyorum da; Tiyatro sanatının ufkunu aydınlatan bir yıldızın hazin öyküsüydü  bütün bu yaşananlar.. Her şey biraz yoruma, çokça varsayıma, hayale bırakılmış gibiydi sonrasında. 

Hiç aklınıza geldi mi ?  Pervane ateşte kaç kez yanardı? Sahi kaç kez ? 

Sahne, bir ev, bir yurttu Arusyag Papazyan için.Ait olma, duygusunu sonuna kadar yaşadığı, ruhuyla bedeniyle bütünleştiği, ona hayallerini geri veren tek yer...

Arusyag Papazyan ile ilgili karanlıkta kalan çok detay, sayısız hadise, defalarca yeniden yapılandırılmış hayat hikâyeleri vardı. Sanki Arusyag adının unutturulması, belleklerden silinmesi istenmişti.

La Mort De L' Artiste (1907) adlı şiirinde Selim İleriArusyag Pspazyan'dan şöyle bahseder : 

Kumkapı kızlar okulu
Öğretmen Bayan Arusiyag.

Eski bir anıdır müdür odası
- Madam ya mektep, ya sahne
Alkışlar ve çiçekler toplanmış olduğu halde
derin bir heyecan, taşkın hislilik
henüz hatırada iken tragedyaların
Şark Tiyatrosu artık geç
artık çok geç.

Seyirci dediğin nasıl da nankör,
genç Yeranuhi Karakaşyan salt güzellik.

Tavandan aşağı kağıt kelebekler uçuşuyor,
‘Yeranuhi yıldızları gökten yere indiriyorsun!’

Çırpına çırpına locama düşen kelebek
meşhur artist Arusiyag Papasıyan.

En şöhretli sanatkarı Ermeni sahnelerinin
çoktan unutulmuş, alkışlar Yeranuhi'ye...

Bunlar Yetanuhi'nin gençliğine ve güzelliğine yapılmış gösterişlerdir.

Sanat değil...
Kalbimi oyalayarak çıkıp gidiyorum tiyatrodan, kendimi
derin kedere ve bir melankoliye bırakarak
Kim bilmez Mari Düpleziz Kamelyalı Kadın
beyaz kamelyasını unutarak locasında
dramlar, La Traviata, benim resmimdir.

Bir gün bakar da belki hayal edersin
yeni alkışlar, yeni doğan bu yıldız karşısında...

Yeranuhi Karakaşıyan, bir bilsen
tiyatoranın tavan penceresi gökyüzü (...)

Biz faniler için son sınır mezardır
Ruhum neden bu kadar geç kalmışım?
Mezarımda ne gözyaşı ne çiçekler- ebediyen lahit, ebediyen ölüm-
ne de çürümüş etlerimin üstünü
kemiklerimi örten isimli bir haç.
Ne haç, ne alkış, çiçek-i-ler
çırpınan, çırpınan kağıt kelebekler.."

" Arusyag Papazyan " adlı kitabımızın sayfaları arasında, Arusyag Papazyan'ın yanı sıra Rozali Benliyan, Afife Jale, Mevdude Refik, Kadriye Hanım, Cahide Sonku, Toto Karaca ve Gülriz Sururi ile tiyatro sahnelerinde, fuaye ve kulislerde dolaşmaya hazır mısınız? 

Arusyag Papazyan Kanon Kitap etiketiyle geçtiğimiz haftalarda okurlarıyla buluştu.Umarım tiyatro sahnelerine füsun serpen ışığı, yaşadığı acıların sıcaklığı, ateşle denenmişliği, öncülüğü hiç unutulmaz.Hakkında yeni kitaplar yazılır.

Pınar Çekirge

Anahtar Kelimeler: Arusyag Papazyan, pınar çekirge



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





TİYATRONLİNE

E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir