MAKALELER

Kayıp - Craf Tiyatro

2012.10.01 00:00
| | |
4985

Yıl 1991! Soğuk Savaş döneminin sonuna gelen ABD, halkını yıllarca ‘komünistler gelecek, ülkemizi işgal edecek’ yalanıyla avuttuktan sonra,...

 

 

Amerika’nın Bitmek Bilmeyen 11 Eylül Travması!

 

  

Yıl 1991! Soğuk Savaş döneminin sonuna gelen ABD, halkını yıllarca ‘komünistler gelecek, ülkemizi işgal edecek’ yalanıyla avuttuktan sonra, artık uyduracak her hangi bir yalanının kalmamasından dolayı büyük paniğe kapılır. Bu sıralarda Samuel Huntington adındaki yüksek şahsiyet ortaya ‘Medeniyetler Çatışması’ tezini sürerek, son imparator Amerika Birleşik Devletleri’ ne derin bir nefes aldırır. Artık sosyalist bloğun olmadığı bir dünyada ABD için en büyük düşman, dinler arası çatışmadan ortaya çıkacak ‘Müslüman’ düşman ülkelerdir. Aaaaa işin tuhafı o düşman ülkede Soğuk Savaş döneminde hazırlanıp fırında ısıtılmış, SSCB ile yapılan Afganistan Savaşı sırasında Amerikan Dolarıyla beslenen ‘Taliban’ ya da ‘El Kaide’ adında bir örgüt, bir anda ABD’ nin 1 numaralı düşmanı oluvermiş! Hatta Birleşik Krallık’ta (İngiltere) Arsenal maçında takım elbisesiyle fotoğrafları çekilen Usame Bin Ladin adındaki terörist şahsiyet El Kaide örgütünün başına geçivermiş, Afganistan dahil olmak üzere birçok Müslüman ülkede kendi örgütlenmesini sağlamış, bununla yetinmeyip Allah’ ın Afgan dağlarında korkunç bir eylem planı hazırlayarak 11 Eylül 2001 tarihinde, ABD’ ye yüzyıllardır görmediği bir saldırı gerçekleştirmiş. İşte bizim bahsedeceğimiz tiyatro kritiği de bu saldırıdan sonra dünyada ne olduğunu anlayamayan iki Amerikalı arasında geçen bir öykü... 

Craft Tiyatro, henüz yeni kurulan bir tiyatro topluluğu. Amerika’ nın dünyaca ünlü sinema yönetmeni, senaristi, tiyatro oyunu yazarı Neil Labute’ ın ‘Kayıp’ adındaki eserini Çağ Çalışkur’ un rejisiyle tiyatro severlere sunuyor. ‘The Mercy Seat’ adındaki oyunu ‘Kayıp’ adıyla tercüme eden Seda Yıldız ve Okan Başar Bahar ikilisi, yazarın dilini çok iyi analiz etmişler. Oyun 2002 senesinde yazılan, yazarın deyimiyle ‘duygusal terörizm’ hikayesi. Yazarın söylemine katılmamakla beraber konuyu özetledikten sonra oyun için ‘kapitalizmin bireyselleştirdiği insanlar’ demek daha mantıklı olacak. Geçtiğimiz 2011 yılından bugüne Los Angles’ta Theatre Company tarafından gösterimlerine devam eden ‘Kayıp’, merhametsiz bir dünyada kendi merhametlerini bulmak isteyen iki aşığın hikayesini bizlere anlatıyor. 

11 Eylül saldırısının yapıldığı günün ertesini gördüğümüz oyunda, Abby ve sevgilisi Ben tozun toprağın içinde kalan dairelerinde beraberlerdir. Abby başarılı bir iş kadını olmasının yanında yaşamını New York’taki mütevazi dairesinde geçiren kendi halinde birisidir. Ben, Abby’ nin emrinde çalışan evli bir adam. 11 Eylül saldırısından sonra sevgilisinin evine gelerek cep telefonunu kapatmış, bir nevi kendisini ikiz kulelerin altında kalmış göstererek hayatında yeni bir sayfa açma peşinde. Mutlu gitmeyen evlilik hayatına 11 Eylül travması da eklenince Ben için tek çıkış noktası vardır: Kaçış! Konuda İki elit Amerikalı, orta sınıfın yaşadığı korkudan kendilerine kâr çıkarma peşinde. 

Türkiye Tiyatrosu’nun İki Önemli İsmi Sahnede
Abby rolünde karşımıza çıkan Şenay Gürler’i dublaj ve dizi işleri dışında tiyatro sahnelerinde göremiyordum. Oyunculuk anlamında tiyatroya daha çok yakıştığını düşündüğüm Gürler’ in bu rolde ortaya koyduğu performans birçok yönden olumlu. Zengin yaşantısının içinde azıcık vicdan sahibi olmayı öğrenememiş karakterini doğru psikolojik tahlillerle analiz etmiş. Binlerce insanın öldüğü bir saldırı (!) sonrası kendi kabuğuna çekilen Abby, kulelerde çalışanlarını kaybetmesine rağmen, bireysel dünyasından asla vazgeçmiyor. Şenay Gürler, Abby’ nin sıradan ses tonunu, basit bedensel hareketlerini, sadece kendi aşk işleriyle uğraşan kalbini... her detayı titizlikle inceliyor. Ben ile yaşadığı çatışmalarda kadınsı duygularını bastıramayan ve Ben’ in karısına acıyarak (!) sevgilisinin planına uymak istemeyen Abby, Şenay Gürler’ in bazen duygusal travmalara kaçan görüntüsüyle hayat buluyor. Ben rolünde Deniz Karaoğlu muhteşem bir oyun ortaya koymuş. Daha önce Tiyatro YanEtki’ nin ‘Yalnız Batı’ oyununda izlediğim oyuncu her geçen gün bambaşka bir şekle bürünüyor. Durağan giden öyküde karakterini öylesine güzel yorumlamış ki, Ben’ in 11 Eylül saldırısına karşı gösterdiği refleksi bakışıyla şahane aktarıyor. Karaoğlu ‘Kayıp’ oyununda, dekorun işlevsiz kaldığı bazı sahnelerde –özellikle kanepedeki bölümlerde- Şenay Gürler’le sağladığı bedensel birliktelik oyunu kotarmış. Sevgiliyle süren çatışmalar, akla hayale gelmeyecek bir plan, Ben adlı karakteri oyunun nirengi noktasına oturturken, Deniz Karaoğlu büyük bir yükün altından son derece temiz biçimde çıkıyor. 

Neil Labute zeki bir yazar. 11 Eylül saldırısından sonra, Amerikan burjuva tayfasının ne denli pis bir hayat içinde yaşadığını dünya seyircisine çarpıcı bir oyunla göstermiş. Craft Tiyatro, giriş bölümünde bahsettiğim olaylar silsilesi içinde son derece kaliteli bir oyun sunuyor seyircisine. 
‘Kayıp’ her Cumartesi 20-30’da Craft Tiyatro’da izlenebilir. 


Yaşam Kaya / [email protected] 

Anahtar Kelimeler: Craft Tiyatro, Kayıp



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir