DEMET EVGAR' DAN ÇARPICI HEDDA GABLER YORUMU!
Tiyatro Pangar’ ın ortaya koyduğu tüm projeleri izlemiş ve de eleştirel anlamda değerlendirmiş bir eleştirmen olarak sezonun hemen başlangıcında gidip Hedda Gabler oyununu görmeyi tercih ettim. İki saate yakın süren gösterinin yönetmenliğini Pangar’ ın diğer başarılı projelerine imza atan Mehmet Birkiye gerçekleştirmiş. Daha önce İstanbul ŞT’de ve DT’de sahnelerde boy gösteren oyun, toplumsal alanda kadının kimliği üzerine psikanalist ayrıntıyı gözler önüne serdiği için apayrı önem teşkil ediyor. Henrik İbsen’ ın kaleminden çıkan bu çarpıcı eserde Demet Evgar, Tuğrul Tülek, Osman Karakoç, Yeşim koçak, Tolga Çiftçi, Nazan Diper ve Merve Satılan sahnede boy gösteriyor.
Konuda Jorgen Tesman’la evlenip, eski aşkı Ejlert Lovborg’u geçmişinde bırakaran Hedda Gabler, burjuva yaşantısının içinde, kocasına, evine hükmeden yapısıyla çevresindeki herkesi etkiler. Hedda’ nın evinde kurguladığı ‘benmerkezci’ duygu yapısı kocasını, akrabalarını, arkadaşlarını hor görmesine sebep olur. Tabi tüm bunların yanında geçmişiyle ilgili ciddi çatışmaları vardır. Eski sevgilisine büyük bir aşkla bağlılığını sürdürür; fakat sevgilisinin yeni aşkına duyduğu kıskançlık yüzünden o’nun hayatını kontrol etmek için elinden gelen her şeyi yapar. Kıskançlık, öfke, kontrolsüz duygular artık Hedda Gabler’in hayatını esir almıştır. Psikolojik sorunlar tüm bu sıraladığım duyguların içine karışınca Hedda için yaşam her anlamda çekilmez alana dönüşür. Bu duygulardan kaçış için tek yol vardır; tüm bu yaşanılanlardan intikam almak!
19. yüzyılın oyun yazarları gibi romantik, bireysel ve anarşist bir dünya görüşünün etkisinde yapıtlar veren İbsen, kaleme aldığı düşünsel gerçekçi oyunlarda toplum bireylerinin psikanalitik ve ruhsal saplantılarını açığa sermiş; kişilerin yaşam uğraşını, toplumun görünen ve görünmeyen öteki yüzü arasındaki karşıtlığın yol açtığı çelişkileri acımasızca irdelemiştir. Hedda Gabler bu irdelenişin en önemli noktasında duran fütürist bir eser. Şimdi esere ‘fütürsit’ dediğim için bir çoğunuz durumu anlamayabilir, ama geleceği böylesine o çağdan algılamak başlı başına büyük bir zeka gerektirir.
Pangar Tiyatro’ nun olaya eğilişi, Hedda Gabler üzernden modernize edilmiş toplumsal sorunları gözler önüne sermiş. Özellikle ciddi biçimde insanı olayın tam merkezine sokan sahne tasarımıyla, ışıkla sağlanan üç boyutlu algı, oyunun hemen başında saplantılı bir kadının kendi kimliğini oluşturma çabasını seyircinin gözleri önüne koyuyor. Cem Yılmazer’ in sahne tasarımı insanı olayın içine çekmekle kalmıyor, bariz sıkıcı gibi görünen konu örgüsünü anlamlı bütünlükte akıcı hale dönüştürüyor. Mehmet Birkiye’ nin ne söylemek istediğini anlayan teknik ekip bütünlüğü gösteride öne çıkan önemli bir ayrıntı. Oyunun önemli iki kilit noktasında Demet Evgar’ ın Hedda Gabler rolü insanı ciddi biçimde cezbederken, karakter yaratımında seyirciye kendisine bağlayan oyunculuk yapısı, Evgar için bu rolü biçilmiş kaftana dönüştürmüş. Bakışı, duruşu, konuşması, psikolojik yapısı; eski sevgilisine ve eşine yaşattıklarına baktığımızda sahnede ciddi anlamda paranoya sergileyen bir Hedda Gabler var. Demet Evgar’ ın role katkısı o kadar iyi ki, psikolojik bağlamda sahnede o güçlü kadın imgesini sonuna dek gördük, izledik. Ayrıca kadının birey olarak yalnızlığı tokat gibi yüzümüze çarpıyor! Tuğrul Tülek’ in Tesman karakterinde, eşine karşı saf ışık rolünün arttığı anlarla beraber iyi iş çıkarmış. Osman Karakoç’ un Lovborg’da artarak ilerleyen çaresizliği yine ekibin önünü açıyor. Konuda şaşıracağınız noktalarla birlikte, sürprizlerin olduğu sahneler seyirci üzerinde olumlu etkiler bırakıyor. Mehmet Birkiye’ nin reji çalışması, diğer izlediğim Hedda Gabler gösterilerinden çok daha farklı. Sahnede imgesel olarak konuşlanmış dekorlar oyundaki İbsen dönemine de gönderme gibi algılanabilir.
Pangar Tiyatro’ nun yaratıcı dâhisi Demet Evgar yine yapmış yapacağını ve tiyatrosunu bir çığır üste taşıyan projesiyle kaliteli bir çalışmaya imza atmış. Oyun sezonun yeni ve de önemli projelerinden. Mutlaka izlemeye çalışın!
Anahtar Kelimeler: hedda gabler, pangar tiyatro, demet evgar, yaşam kaya, mehmet birkiye, henric ibsen
0 Yorum