Hamlet - Berlin Shaubühne
2017.12.18 00:00
|
Güncelleme: 18.12.2017 10:42
|
|
Berlin Shaubühne’de Ostermeier’in Yönettiği Hamlet Oyunu ve Eleştirisi
2012 yılında İKSV tiyatro festivali kapsamına Türkiye’ye gelen ve izleme fırsatı bulduğum Ostermeier’in yönettiği Hamlet oyununu 2014’te tekrar izlemiş ve yazma fırsatı bulamamıştım. 2017 Aralığında Berlin’de 3.kez izledikten sonra büyük bir paylaşma isteği duydum. 2008 yılında prömiyer yapan bu oyun daha ne kadar temsil verir bilinmez ama hala izlemeyen sanatsever varsa bir an önce oyun listesine eklemesi gerektiği kanaatindeyim.
Ostermeier’in Reji Anlayışı
Ostermeier’in reji anlayışı hakkında birçok ülkede çeşitli yazılıp çizilen bilgiler var. Fakat bizim perspektifimizden bizde kalanları özetle aktarmak gerekmektedir. Yaptığı tüm işlerin dünyada turneye çıkması, büyük ilgi görmesi, izleyiciden büyük beğeni görmesi arkasında Ostermeier’in kendince oluşturduğu bu çizgiden kaynaklanmaktadır. Kendine has üslubu ve seçtiği metindeki önermeleri çok güzel sembollere indirgeyip bunu tutarlı bir reji ekseninde izleyiciye aktarabilmesi ona başarıyı getiriyor. Öncelikle göstergebilimi dünyada en iyi kullanabilen rejisörler arasındadır. Bu konuyu Hamlet oyunu üzerinden daha da açacağız.

Thomas Ostermeier yaptığı rejilerde teknolojiden de son derece istifade ediyor. Teknolojinin olanaklarını da kullanarak yaptığı multimedya uygulamalarıyla oyuna farklı bir estetik algısı getiriyor. Bir oyunun kendi sürecince olan gerçekliği bu uygulamalarla başka bir biçimde tutarlı hale gelerek seyirciyi oyunun içerisine çekiyor. Kimi zaman yaptığı Brechtiyen yabancılaştırmalarla seyirciye bir şeyler söylerken kimi zamanda tamamen gerçeklik içerisinde seyirciyi farklı bir yolculuğa çıkartıyor. Bu sayede Hamlet oyunu üzerinden örnek verilecek olursa 2 saat 45 dakika süren oyunda hiç ara vermeden ve seyircilerden en ufak bir sıkılma belirtisi görülmeden bir solukta oyun sona eriyor. Yaptığı Shakespeare rejilerinde kesinlikle metni bozmadan tamamen metnin niyeti üzerinden çağdaş yorumlar getirdiği gözlemleniyor. Birçok izlediğimiz çağdaş uyarlamalardan sonra metnin anlaşılmadığı ya da Shakespeare tadı alınamadığı yönündeki şikayetler Ostermeier uyarlamalarında görülmüyor.
Ostermeier’in Hamlet’ine Dair
Ostermeier’in göstergeleri çok iyi kullanabildiğinden bahsetmiştik. Buradaki Hamlet oyunu Kral’ın tabutunun gömülmesi ile başlıyor. Ve ardından hemen yemek sahnesine geçiliyor. Tüm sahne toprakla kaplanmış olarak sahnenin ortasında bir mezar çukuru vardır. Kral buraya gömülürken gömen kişi tamamen bir koreografi ile dans tiyatrosunu andıran bir üslup ile gömüyor. O tabutu çuakura koyabilmek için bazen içine düşüyor. Bazen onunla birlikte kendisi de girmek zorunda kalıyor. Herkes sırayla toprak atıyor. Toprak atış şekillerinden Kral’ın ölümünde kimin ne kadar payı varsa çok rahat bir şekilde anlaşılabiliyor. Bu gösterge tamamen metne hizmet eden ve yazarın niyetini çok iyi bir biçimde seyirciye aktaran reji önermesi olarak ilk görülen durumdur.

Hamlet karakteri olarak bu zamana kadar izlediğim tüm yorumlarda Hamlet fit bir genç tarafından oynanmaktaydı. Bu yorumda ise özel bir kıyafetle göbekli, göğüsleri sarkan tıknaz bir fiziksel özelliğe sahip karakter olarak sunulmuştu. Hollywood filmlerinde hamburgerle beslenen ofiste çalışan ve iş arkadaşları tarafından dışlanan ya da sömürülen masum karakter gibi sunulmuştu. Bununla birlikte oyunun 3 yerinde babasının katilini ararken artık çıldırma raddesine geldiği anlarda ortaya çıkan ve oyuncunun başarı ile yaptığı tik hareketi ile metni belki 30 defa okumuş biri olarak işte idealize Hamlet bu olmalı söylemini akla getirmeye sebep oluyor.
Ophelia ve Hamlet’in annesi Gertrude’u tek bir kadın oyuncu oynuyordu. Yine bu uygulama da metne son derece hizmet eden bir düşünceydi. Ophelia ve Gertrude’a Hamlet’in penceresinden bakıldığında ortak birçok yönleri bulunmaktadır. İşte bu sebepten ötürü ikisini tek oyuncuya oynatmak hem estetik açıdan, hem metne yorum açısından hem de prodüksiyon açısından birçok avantajı olan akıllıca bir uygulama olarak gerçekleştirilmişti.
İngiliz yazar Bryony Lavery’in yazdığı Ophelia oyunu vardır. Shakespeare’in başta Hamlet’i olmak üzere yaklaşık 6-7 oyununa referansla oyun karakterlerini harmanladığı ve Ophelia hakkında oyunda olmadığı anlara yazdığı doğaçlamalardan oluşan bir oyundur. Talimhane Tiyatrosunda İAÜRT(İstanbul Aydın Üniversitesi Repertuvar Tiyatrosu) 2015 yılında sahnelenmişti. (İlgilenenler için o oyunun incelemesini de yazmıştık. İnternet ortamında mevcuttur.) O oyunda Ophelia’nın abisi Leartes’in Ophelia’ya tacizde bulunduğu varsayımı yapılmaktadır. Ostermeier’de bu Hamlet uyarlamasında Ophelia’ya bu perspektiften yaklaşmaktadır. Bir sahnede Leartes’in Ophelia’ya tacizi söz konusudur.
Oyunda kullanılan metaforlar, göstergeler ve oyunculuklar bağlamında seyirciyi tamamen içine çeken başarılı bir yorum olmuş; Ostermeier’in Hamlet’i. Tiyatroseverlerin muhakkak görmesi gereken oyun hafızasında yer alması gereken bir prodüksiyon olduğu kanısındayım. Oyun başarılı Alman çağdaş yazar Mayenburg tarafından Almanca’ya çevrilmiş ve ayın belli günlerinde sahneleme metni yine Mayenburg tarafından İngilizce’ye çevrilmiş şekilde üstyazı ile temsil veriyor.
Yasin ÇETİN
0 Yorum