MAKALELER

Geç Kalanlar - İstanbul Şehir Tiyatrosu

2017.01.31 00:00
| | |
4780

Bu sezon birçok yeni prodüksiyon ve yeni metinler seyirci ile buluşmaya devam ediyor...

Şehir Tiyatroları Geç Kalanlar Oyunu İnceleme ve Eleştirisi
    
Bu sezon birçok yeni prodüksiyon ve yeni metinler seyirci ile buluşmaya devam ediyor. Bunlardan birisi de Şehir Tiyatrolarının bu sezon seyirci ile buluşturduğu Geç Kalanlar oyunuydu. Yeni bir metin olarak Türkiye Tiyatrosuna kazandırılan bu oyunu yapılan galasında göstergebilimsel olarak inceledik. Ciddi bir özveri ile çalışıldığı, büyük emekler verildiği tüm sahnelerde oyuncuların performanslarından çok net anlaşılıyordu.


Prodüksiyonda ilk gösterge olarak oyunun metin bağlamında ele alınması gerekmektedir. Öncelikle konunun gayet insanlığın büyük bir kesimini çekim alanına alabilecek nitelikte iyi seçilmiş bir konu olduğunu söylemek lazım. Oyun hem evrensel katmanda hem toplumsal katmanda hem de bireysel katmanda iyi bir önermede bulunuyor. Bu oyunun konusuyla birebir aynı tema ile 2008 yılından 2011 yılına kadar devam eden “ertelenmiş saatler” adında radyo programı yapmış birisi olarak konu beni daha da cezbetti. Hatta 2016 yılında radyo jübilemi yaptığımda bir radyocu benden bu ismi kullanmak için izin istedi. İstanbul merkezli bir radyoda şuan bu isim kullanılıyor ama içerik aynı mı bilmiyorum.

Yani kısaca hiç bitmeyecek bir tık üstü evrensel dil yakalayabilecek kadar ortak bir payda olan bir konu seçilmiş. Yazarın bazı repliklerde harikulade tespitleri de var. Onlar da izleyenleri son derece etkiliyor. Ama eksik olan yanı oyun çok söze dayalıydı. Biraz daha olay/durum içermesi gerekiyor. Mesela Hamlet ilk sahnede sahneye girer. Babasının ölümünün üzerinden daha çok fazla geçmediğini belirterek eğlence düzenleyenlere olan kızgınlığını belirtir. Hayaleti görerek babasının katilinin peşine düşer. Bu arayış bizi Hamlet oyununda sonuna kadar tek nefeste götürür. Ama bu oyunda bizi baştan sona kadar anda tutacak, heyecan uyandıracak bir “event” olay yoktu. Yazarın kaleminin gayet başarılı olduğu, hayal gücünün yüksek olduğu ve felsefi manada güzel düşündüğü, sosyoloji bilgisi olduğu tespitlerinden belli fakat bu hikâyeyi olaylarla da anlatabilirdi. Dramatik(oynanabilir) metin ile retorik arasındaki farkı ortaya koymalıydı. O zaman belki yüzlerce yıl güncelliğini yitirmeyecek dünya prömiyeri yapılacak bir esere sahip olabilir. 


Yönetmenin oyunda büyük bir başarısı olduğunu birçok insan bir bakışta gayet kolay bir şekilde anlayabilir. Çünkü gerçekten baştan sona büyük bir kısmı söze dayalı olan oyunda oturmalar, kalkmalar, yer değiştirmeler gibi bazı reji eklentileri ile oyunu aksiyona dökmeye çalışmış. Bu reji önermeleri seyircilerden büyük ölçüde olumlu reaksiyon aldı. Yaptığı uygulamaların hepsi yerli yerinde bir amaca hizmet ediyordu. Bunu belirtmede ki kasıt bazen izlediğimiz oyunlarda yönetmenler sırf yapmış olmak için kafasındaki tüm fikirleri bir oyuna tıkabiliyor. Dolayısı ile bu da izleyeni rahatsız ediyor. Bu oyun için bunu söylemek değildi. Tüm her şey yerli yerinde gayet şık ve estetik gözüküyordu. 


Oyuncuların hepsi gayet yerinde ve göz dolduran bir performans sergiledi. Hatta o kadar iç aksiyonları yüksekti ki ben yönetmenin yerine olsam ve bu oyunu alternatif bir sahnede yapsam Jerzy Grotowski’nin “Yoksul Tiyatro” kuramından yola çıkan bir üslup ile iki tane perde parçası ile oynatırdım. İki perde parçasını ellerine verir dekor olmadan tüm sahneyi oyuncunun enerjisi ile üretim alanına bırakırdım. O zaman bile en az böyle reaksiyon alacak bir yapım çıkaracaklarından da oyun sonu seyirci memnuniyetinden anlaşılıyordu. 

Oyunun müzikleri çok başarılıydı. Oyun için bestelenmiş olan müzik ise iyi bir armonizasyon ürünüydü. Hem akılda kalıcılığı hem de zihinde yaptığı çağrışım birebir oyunla örtüşüyordu. Onunla birlikte diğer göstergeler ışık, dekor, efekt, kostüm hepsi gayet yerli yerindeydi. Işıkta göze çarpan tek uyarılacak nokta; sanki ön bardan gelen ışığa arka bardan kontur yapılmamış gibiydi. Bazı noktalarda gölge düşüyor beyaz eşyalar parlıyordu. Ön bardan gelen ışığa yapılacak duş ışıklar da bu problemi çözebilirdi. 
Oyun göstergeler itibari birkaç ufak detayın düzeltildiğinde ve bir müddet daha oynayıp tam anlamıyla oturduğunda kusursuza yakın olabilecek bir oyun olarak galasını gerçekleştirdi. Ciddi manada gelecek vaat eden genç yönetmeni, tecrübeli oyuncuları, tam yerinde sosyolojik tespitlerde bulunup bunu dramatik(oynanabilir) bir metin haline getirebilen yazarı ve her biri kendi alanında başarılı olan tüm ekibi ile ilerleyen günlerde kendinden çok daha iyi şekilde söz ettirecek oyun; “Geç Kalanlar.”

Yasin ÇETİN 31.01.2017 02:21
[email protected]

Anahtar Kelimeler: istşeh, istanbul şehir tiyatrosu, geç kalanlar



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





TİYATRONLİNE

E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir