Perde alkışlarla kapandığında, Üstün Akmen'in bir sözünü hatırladım :
" Tüm insanların iç dünyalarına ait fiziksel yapılar, bir bir incelenip doğrudan izleyiciye yansıtılamaz ki! Ama korkular, üzüntüler, düş kırıklıkları bile, çok renkli bir evren çizilerek yansıtılabilinir.Esasında güldürünün gerçek amacı, izleyiciye 'boş' zaman geçirtmek değil, gerçeklerin aktarımında farklılık yaratmaktır."
Proje Eksi Bir & Tiyatro Mora yapımı " Absürt Senfoni " adlı oyunu Serkan Abeş yazmış, yönetmiş ve oynamış.
" Burası Zorlu değil, herşeyi alkışlamak zorunda değilsiniz.."
Eserde, Üstün Akmen'in ifadesiyle, bildiğimiz, yaşadığımız 'gerçeklerin aktarımında farklılık' çok net bir biçimde ortaya konmaya çalışılmış.Güldürürken, düşündürtmeyi hedeflemiş Serkan Abeş.Söylenmesi gerekenlere ulak olmuş.
" Tiyatroda açlıktan bayılıp, bizi rezil etme..."
Duran, bekleyen, bakan üç kişinin hikayesi komedi formatında ele alınmış.Hayat kaçağı olmuş, hayata katılması bir taraftan engellenmiş, hayattan öyle ya da böyle kopmuş insanlar, nasıl desem, 'oyun içinde oyun'da bulurlar kendilerini.Ve oyun oyunlarla devam eder.Bir anneanne ve torun bölümü var ki...
" Yaşam kutunun içinde, anahtarın varsa eğer..."
Özetle, Serkan Abeş sahne sempatisi, yeteneği, oyunculuk tekniği, tasarım becerisi, duygudan duyguya, karakterden karaktere geçişiyle kutlanmaya hak eden bir başarıya imza atmış.
" Absürt Senfoni "yi izlemenizi öneririm.
Anahtar Kelimeler: absürt senfoni, serkan abeş, Proje Eksi Bir, Tiyatro Mora
0 Yorum