İdeale dönüşen kapı ardındaki "DAVA"
Doğru dürüst bir addan bile yoksun,tüm toplumsal ve ulusal özelliklerinden koparılmış Joseph.K. bir sabah tutuklandığını bildiren iki gözetici tarafından bir mahkemenin, bir kurumun pençeleri arasına doğru sürüklenir. Bir türlü bitmek bilmeyen duruşmalarıyla karşı karşıyadır. Bu dava bir “yaşam davasıdır”. Ama belirsizlik en ince ayrıntılara değin vardır ve “anlam “ bulunmaz. diye özetliyor Ernest WEİSS, Franz KAFKA’ nın “DAVA” adlı oyununu.
Bilindiği gibi Kafka’nın “Dava” adlı romanı yirminci yüzyılın bürokratik ve totaliter durumlarını kehanet eden modern romanın başlangıcı olarak kabul edilir. “Dava” dokuz bölümden oluşan tamamlanmamış bir romandır.
Bakırköy Belediye Tiyatrolarında başlayan “DAVA” Steven BERKOFF uyarlaması, Ayşe ÜNER çevirisi ve Turgay KANTÜRK yönetimi ile sahneleniyor.
Coğrafyamızda 1946 dan bu yana sürekli bir Joseph K konumunda yaşayanların yakından bildiği, bitmek bilmeyen bu dönemin “yaşayarak” denendiği, “korku” nun hayatımızın bir parçası olduğu nice “DAVA” lar yaşadık, yaşıyoruz. 75 milyon nereye adım atsa dönemin “erk elçileriyle” karşılaşmakta, yollar her aşamada dur durak dinlenmeksizin bir önyargıyla sonuçlanmakta. Gel gelelim bir türlü bitmeyen duruşmalar zinciriyle karşı karşıya bulunduk, bulunuyoruz. Sıradan vatandaşların yargılarının, bu yargılarının doğal ve yasal sonuçlarının içeriği üzerinde sıkı bir şekilde düşünülüyor.”Özgürlük ve içtenlik” yönünden ele alınanlar; herkesin anlayamayacağı türden, hatta çok kez içlerinde sudan-sıradan, usandıran ve basmakalıp şeyler bulunan hem teknik hem de biçimsel yönden değerlendirmeye geldi. Bir yandan hazcı ( hedonist) bir yaşam, mutluluk anlayışının ereği; olabildiği kadar çok sayıda insanın olabildiği kadar mutlu olması, yergicilerin << doğrunun ve yanlışın, iyinin ve kötünün anlamı >>sorgulanmaya başlasın istendi. Geçerli ile geçersiz olan karıştırıldı.
Kuramların olumlu noktalarında değil, yalnız olumsuz tarafında uyuşma sağlandı. Ayrı şeyleri yadsırken, aynı şeyler öne sürülmeye başlanıldı. Biçimin birliği yerine biçimin dağılması veya hatta kesin çözümü ile karşılaştığımızdan değişik ve daha güçlü bir duygusal etki yaşattı. Klasik anlamda biçim değil, biçim bozukluğu toplumun her katmanını, yalnız kurallar tarafından yönetilen değil, kurallara konu olmayan da hoşa giden hale geldi.
"DAVA” böyle bir durumun insana özgü tüm çizgilerini bize hiç yabancı gelmeyen dönemleri ve içinde yaşanılan zamanı ile uyuşan bir seçim.
Joseph K. da Edip SANER uzun soluklu bir koşuda, nefesleri tutarak izlenen portre çiziyor.
Diğer rollerde görev alan oyuncular; BEYTİ ENGİN-ORHAN KEMAL AYDIN-EMRAH EREN-AYŞE DEMİREL-FÜRUZAN AYDIN-BURAK DUR-GÜLCE UĞURLU-ORHAN ŞİMŞEK-ÇETİN ETİLİ-DEFNE ŞENER GÜNAY-AYTEKİN ÖZEN- ve
KORO da: NEŞEM AKHAN-GÖZDE AYAR-İPEK AYAZ-PERVİN BAĞDAT-ÖZGE ÇATAK-SELEN DOMAÇ-ESRA RUŞAN-EMEL TURAN-DİLARA YALÇIN -BULUT AKKALE-BURÇ ARA-EVREN ERLER FATİH SÖNMEZ-SEFA TANTOĞLU -BERK YAYGIN çok başarılı bir birlikteliği sürdürüyor.
Dekor ve ışıkta Cem YILMAZER ile müzikte Tolga ÇEBİ başarılarına bir yenisini eklemişler. Sinan TEMİZALP’ in hareket tasarımı, koronun sahne trafiğinde tabloların izlenebilirliğine tat veriyor.
Bakırköy Belediye Tiyatroları
Anahtar Kelimeler: dava, bakırköy belediye tiyatrosu, bbt
0 Yorum