NİCE MUTLU YILLARA - BİR YASTIKTA (BURSA DEVLET TİYATROSU).
Agnes ve Michael’in 35 yıllık evlilik serüvenine bizi ortak eden,ve her evlilikte yaşanan ortak şeylere tanık olmamızı sağlayan bir oyun.
Oyunda göze hoş gelen tasarımlar kullanılması,metnin sıkıcı olmasından kaynaklanıyordu herhalde,Klasik bir evlilik süreci yaşayan Agnes ve Michael’in 35 yıllık serüvenini kısa bir sürede sahnede yansıtması ve bunu slayt sunumlarıyla perçinlemesi,yaşananları daha gerçekçi kılmayı sağlamış.
Oyun Slayt gösterisiyle başlıyor.Hikaye malumunuz ; yeni evlenen Mıchael ve sevgili eşi Agnes’in gerdek sahnesiyle başlar,Yaşlanıp,evden ayrılmasıyla son bulur.Belki de yaşadıklarına tek tanıklık eden evleridir. Full Yapraklardan sonra gördüğüm en büyük slayt gösterisiydi.
Tek dekor kullanılarak, oyunun genel şeması içerisinde göze batan değişimlerin dışında, küçük aksesuarlarla dekor değişimine gidilmiş,Oyun sadece Yatak odasında geçiyor. Solda pencere yanlarında gaz lambaları,(zaman değiştikçe yerlerini şamdan alacak.)Tam ortada bir yatak, arkasında eşyaları koymak için kullanılmış bir hol (sonradan kapı olarak kullanılma ihtiyacı hissedilmiş.)Sağda gelin sandığı (ki sonrada makyaj aynası olacak.) ve sonradan konulan dekoru zenginleştirmede kullanılacak olan tablolar …
Heyecanlı ve normal olarak bir o kadar, acemi olduklarını sahneye yansıtan iki aşığın karakterlerini canlandırmadaki ustalıkları fark ettiriyor,oyun ilerledikçe yaşlarına göre ses,makyaj ve mizanselleri, betimlemeleri,canlandırmaları çok iyi.
İlk sahnede özellikle geçen diyaloglar,komik bir üslup kullanılması seyirciyi sıkmamış,aksine keyifli dakikalar geçireceğinin habercisi olmuş.Bu sahnede Gelin (Berrin K. Balkanlar )çekingen,kocası (Halil Balkanlar)ise elinden geldiği kadar rahatlatmaya çalışmış,hatta gelin bavulunu alıp sahneden çıkmaya dahi çalışmış.Yalnız slayt gösterilerinde ya bir hata var, yada bir reji hatası yapılmış..1 yıl sonrasını gösteren slayttan sonra çocuk halen anne karnında .. ama ilk sahnede gördüğümüz gerdek gecesinde bu konu işlenmiş.. 1 yıl sonra çocuğun hala anne karnında olması ilginç..!
Slaytlar gösterilirken, sahnedeki küçük aksesuarların değişimi göze batmamış,ve küçük aksesuarların yerleri çok iyi,sahnedeki oyuncularda bunları iyi kullanmış.
Doktorun tavsiyesi üzerine Sancı geldiğinde şarkı söyleyen Agnes ile kocası Michael arasında muhteşem bir yanlış anlaşılmanın getirdiği komedi yansıtılmış. Kocası, karısının rahatlaması için şarkı söyler,ama bu arada kadın sancılanır,Kadın çile çekerken kocası farkında olmaz.. çektiği sıkıntıyı dile getiremeyen Agnes sonunda kocasının ilgisini çekmeyi başarır. Çok iyi işlenmiş bir sahne .. ve bebek gösterimiyle 30 dakikalık ilk perde biter ..
Bu oyunda nedense slayt gösterileri çok uzun tutuldu,Hatta ikinci perdede bir bölüm o kadar uzatıldı ki,seyircilerin kendi aralarında konuştuklarını sebep oldu.Uzatılması sıkmış.
Zaman geçince haliyle oyuncularda aynı süreçle değişimleri de göze batıyor. Tabi bunu da en iyi slaytla anlatılıyor.ve geçen bu süreçte biri erkek diğer kız, iki çocukları dünyaya geliyor,haliyle kendi sorunlarının yerini çocuklarının sorunları alıyor.Her ailede yaşanan bütün ayrıntıları ,sahneye aynı mükemmellikle sahneye koyan ve bunlardan birini Agnes’in Mıcahel’e soğuk olması nedeniyle aldattığı yalanıdır. Ama Agnes güçlü durmaya çalışır,evden ayrılmak ister,buz gibi bir kavga sahnesi yaşanır. Öyle ki Mıchale’in Agnes’e hitafen yazdığı kitabı dahi beğenmemiş.Özellikle bu sahne çok iyi elenip sık dokunulmuş.
Çocuk sorunlarının da sahneye yansıtıldığı bu sahnede; Oğlunun sorumluluğunu baba almış,kızınınkini de anne.Oğlu geç geleceğini söyler ve geçte gelir,yatağının altında viski şişesi bulan baba çıldırır, Kızını savunur,ama bilmediği; kızının daha kötü şeyler yaptığı ,babasından habersiz nişanlanmasıdır. Ama oğluna kızdığı kadar nedense kızına kızmaz .! (neden acaba) Ama sonradan anlaşılacağı üzere oğulları hastayken, anne zoruyla içirilen balık yağını içmeyip,şişeye doldurduğunu anlamasıyla sonuçlanır.
1913 yılının slaytı çok fazla uzun tutulmuş,müziğin güzelliği sıkıcı olmasını engelleyememiş. Bu slaytta kızlarının, çocukluğundan evlenmesine kadar giden uzun bir gösteriyle sonuçlanır. Bu slayttan sonra göze en çok çarpan sahnedeki koltuğun yerini dede koltuğu olarak tabir edilen sallan koltuğun yerini alması.
Oyun başlarında karısının soğukluğundan yakındığı için ,çetin bir tartışmaya girmeleri,bu sefer rol değişimiyle kadına geçer,Karı-Koca arasına giren genç bir şairin kara kedi misali ;sahneye yansıtılması ,tezatlığı da gözler önüne sermiş. Oysa işin ilginci; Şairin, yazar olan Mıchael’in öğrencisi olması…her şeye rağmen bir arada kalmayı başaran bir aile..
Slaytlar bu arada anlamsız,ve alakasız olmuş,doğa resimleri,ve bilinmedik resimlerle donatılmış,iki çocuğu da evlendirilmiş,ama yaşları kaç hiç belli değil. Son sahnede bir ev taşınması ve oyuncularında iyice yaşlandığını görürüz.Mizanseller çok iyi ve sahneye yakışan bir yaklaşım sergilemiş. Mıchael’in ses tonu Ve Agnes’in kambur oluşu sahneye beklide en çok yakışanlarından. Oyun sonunda ev taşınması sahnesinde araba gelir,ve eşyalar aşağıya indirilir,Çocuklar hakkında tek kelime konuşulmamış,Mıchael’in aşağı inmesi bir öncesine göre daha erken olmuş.
Halil Balkanlar - Berrin K. Balkanlar çok iyi bir oyunculuk sergilemişler,İki ustada harikaydı.
Oyunu ünlü Sinema ve tiyatro yazarı Jan De Hartog yazmış… Armağan Sarcar Ersin çevirmiş.Betül F.Gökçer yönetmiş. 32 yıllık bir aşkı sahneye güzel yansıtması belkide kadın bir yönetmenin olmasından kaynaklanıyordu. Dekorda yukarıda da belirttiğim gibi, sabit dekor üzerine küçük aksesuarlarla değişimleri sağlayan ,Bunu slayt gösterilerinde, göze batmamasını sağlayan Nurettin Özkönü başarılı..Giysi tasarımında Serpil Tezcan çok başarılı,32 yılda kostümlerin neler değiştirebileceğini,Sahneye nelerin yakıştığını çok güzel göstermiş. Çok beğendim.Işıkta Ali Karaman üzerine düşeni yapmış.!
Aşk bir ilahtır. Aşklarını tazelemek isteyen,yada uzun yıllar bir arada kalmayı başarmış ailelerin, neler yaşadığını Mıchael ve Agnesin gözünden ,sahnede görmesi gereken bir oyun..
İhsan ATA
[email protected]
Anahtar Kelimeler: bir yastıkta, bursadt, bursa devlet tiyatrosu, jan de hartog, betül feyizoğlu gökçer
0 Yorum