MAKALELER

Bazen de bir ÇARPIŞMA

2024.06.06 00:00
| | |
4090

Bir orkestranın en arkasında oturan, sessiz, çekingen, kendini değersiz hisseden, kaygılarıyla baş etmeye çalışan bir adam

" Kader kartları karıştırır ve biz oynarız."

Arthur Schopenhauer


İstanbul Devlet Tiyatrosu yapımı,  
Müge Oskay'ın yazdığı, Can Atak 'ın yaşar kıldığı, Kubilay Karslıoğlu'nun 'çağdaş sahne dili, rejisine kattığı kendine özgü renkler, ayrıntıdaki özene, niteliğe verdiği önem'le sahneye taşıdığı " Çarpışma " son derece etkileyici bir eser.

Bir orkestranın en arkasında oturan, sessiz, çekingen, kendini  değersiz hisseden, kaygılarıyla baş etmeye çalışan bir adam caniye dönüşebilir mi ? Gerçeklerden kopuş nedeni tam olarak neydi, ne olabilirdi ?

Sanrılarının yarattığı göçükler hayatındaki her şeyi tersyüz ederken, en savunmasız yanlarıyla, kabuğu kırık istakoz konumundaydı genç adam.Kalbi cılk yaraydı.Ya o bitip tükenmeyen misillemeler...o kalabalık dünyada yaşanan, hunhar yalnızlıklar ?

" İçimde gülünç olmayan bir kahkaha..." 

" Anlaşılmadan, anlamadan sevmek mümkünse, ben niye bu kadar acı çekiyorum ?"

" Bir insanın yeteneğini kendi istediği gibi harcama hakkı vardır.Sen harcamazsan, başkası harcayacaktır.Yetenek benim değil mi, harcadım."

" Orkestrada hiçbir enstrüman hafife alınmaz.Susmak da müziktir çünkü..." 

Müzik ve ailesi dışında  varoluşunu açıklayacak bir şeyi  yoktu.Konser sonunda zil sesinin ihtişamı...iki zilin bütünleşmesi.

" ...bir gün salonda bir çocuk o zil sesini duyacak, tıpkı benim duyduğum gibi." 

Orkestranın en az iş düşen enstrümanı ziller...

Can Atak neredeyse yeryüzünün bütün sıkıntılarını içine akıtmış, yetersizlik hislerine yenilmiş, yılkıya bırakıldığını düşünen ( Cinnet böyle başlamıştı, işte.) bir insanı var kılmış.Bir diğer ifadeyle,
Can Atak sesi, tavrı, beden dili, derinlikli oyunculuğu, üstün sahne hakimiyetiyle son derece çarpıcı bir yoruma imza atmış.Atmakla kalmamış iç ışığını, karakterin sanrılarını, gerçek dünyadan kopuşunu en doğru, en inandırıcı biçimde izleyiciye yansıtmış.

" Hassasiyet, uyum, derinlik, ruh..."

Kubilay Karslıoğlu'nun rejisi öylesine sahici, inandırıcı bir illüzyon yaratıyor ki, izleyici, adeta bir başka dünyanın içinde yaşamaya başlıyor. Müge Oskay'ın tiyatro edebiyatımıza katkı niteliğindeki eserini, sezonun en çok sözü edilmesi gereken, ustalıklı bir reji tekniği, düzeyli tiyatroculuk anlayışıyla sahneye aktarmış Kubilay Karslıoğlu.İçerik, ileti, uyum, oyuncu, izleyici arasındaki organik bağı, yedeğine yılların deneyimini de alarak, başarıyla oluşturmuş.

" Çarpışma" oyunculuğu, rejisi, sanatsal niteliği ve her şeyiyle mükemmel üstü, birinci sınıf bir oyun.Soluk kesen o son sahne ise belleklerden kolay silinecek gibi değil...izlemenizi öneririm.

Künye :

Dekor & Kostüm Tasarımı : Arzu Özdemir McArthur

Işık Tasarımı : Yakup Çartık

Dramaturg : Sündüz Haşar

Yönetmen Yardımcıları : Can Şıkyıldız, Çiğdem Yıldız

Asistan : Asena Hotamış

Sahne Amiri : Neslihan Eman

Kondüvit : Süleyman Kaleli

Işık Kumanda : Serdar Yaman

Dekor Sorumlusu : Mesut Kaya

Aksesuar Sorumlusu : Serkan Dürser

Erkek Terzisi :  Nuri Sezer

Anahtar Kelimeler: çarpışma, istanbul devlet tiyatrosu



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir