MAKALELER

Bay Biedermann - Ve Kundakcılar - Tiyatro Külübesi

2013.03.03 00:00
| | |
13243

Bay Biedermann ve Kundakçılar oyunu Max Frisch tarafından 1958 yılında yazılmıştır.

BAY BIEDERMANN VE KUNDAKÇILAR - TİYATRO KULÜBESİ 

Yazan: Max Frisch
Oyun Tek Perde, 65 dk
Yöneten : Özlem Korçak, Erşan Tepekıran
Biedermann: Murat Kaplan
Schmitz: N. Soner Akıncı
Eisenring: Erşan Tepekıran
Babette: Gizem Gürer
Anna: Esra Kasal
Koro: Emre Filibeli (Polis), Ceyda Er Çelik, Fatoş Gülkafa (Dilenci), Şerife Sungun (Bayan Knechtling), Özlem Korçak (Ritm aletleri), Metin Can Ayduran (Klarnet), Murat Korçak (Akordiyon)
Müzik, dekor, ışık: Tiyatro Kulübesi

 

Bay Biedermann ve Kundakçılar oyunu Max Frisch tarafından 1958 yılında yazılmıştır. 


Oyunun çekirdeği Frisch'in 1946-1949 yılları arasında tuttuğu günlüğünde "bürlesk" isimli bir skeçte yer alır . *1

 

Oyunun ilk hali aslında bir radyo oyunudur, sonra sahne oyunu olarak yazar tarafından tekrar kaleme alınmıştır. 

 

Bir yazar olarak Frisch, Brecht'ten etkilenmiş olsa da ondan farklı olarak toplumsal değişikliklerde proletaryanın yönlendirici bir rol oynadığına inanmamıştır. Ona göre bütün insanların yegane amacı, maddi varlıklarını korumaktan ve göze batmaktan ibarettir.*2

 

Bertolt Brecht’le kurduğu yakın dostluk yazarın eserlerine de yansımış, bir çok eserinde Brechtci yaklaşım dikkat çekse de sosyalizmi benimsememiştir. Siyasallaşmış bir dünyada bireyin özgürlüğünü savunan vicdanlı, duygusal ve sorumluluk sahibi bir sanatkar olarak kalmıştır. Oyun, Brecht’in tanımlaması ile “Öğretisiz bir öğreti oyunu"dur *3

 

Frisch oyun tekstinde de oyunun "oyunsu" yapısını sürekli vurgulamıştır. Mesela oyunda "yazarın anlattıkları" diye geçen bölümde : "Bu, gerçekte pek mümkün olmayan bir hikayedir. Siz sadece uydurulmuş bir figürsünüz bizim her birimizin kendi içimizdeki Bay Biedermannsınız." diyerek Frisch oyunsuluğu vurgulamaktadır. 

 

Oyunun konusu:
Biedermann ortağıyla keşfettiği saç losyonu icadını paraya çevirmiş, losyonu kurduğu fabrikayla üreten sonradan zenginleşmiş bir burjuvadır. 
Şehirde kimliği belirsiz kişiler/ misafirler tarafından kundaklama olayları gerçekleştirilmektedir. Biedermann oyunun başında kundakçıları kast ederek "Bunların hepsini yakacaksın!" diye tepkisini yansıtır.

 

Hizmetçi eve iri yarı, kaba bir adamın geldiğini ve kendisiyle görüşmek istediğini söyler. Biedermann adamla görüşmek istemediğini söylese de davetsiz misafir salona girer. Aslında eve gelen misafir şiddetin ta kendisidir. 

 

Schmitz adındaki misafir kendisini acındırarak Biedermann'a yağmurlu havada çatı katında yatacak bir yer istediğini söyler. Biedermann, misafirin kundakçı olması şüphesini taşımasına ve çatılarda yatma yasağına rağmen misafiri kabul eder. Tüm bu gelişmeler sırasında Bay Biedermann'ın işten çıkardığı ortağı Bay Knetchtling, ortak keşifleri olan saç losyonundaki hakkını ister. Biedermann ortağına oldukça sert davranır. Keza ortağının karısı da kocasının intihar girişimini haber vermek için arasa da Bierdermann geri adım atmaz. Ortağı deyim yerindeyse göz göre göre ölüme gönderilir, cenazesine de karısının seçtiği uyduruk bir çelenk yollar. 

 

Schmitz'in hapisten çıkmış ve bir kaç yangın olayına karışmış arkadaşı da eve gelir. Biedermann hem varlığına inanmak istemediği korkudan hem de vicdanen misafirleri evinden kovamaz. Ayrıca Biedermann'ın ortağının ölüm sebebini açığa çıkarmak için polisler Biedermann'ın evine gelir ve işler karışır.

 

Evdeki iki misafir çatı katına taşıdıkları içi benzin dolu bidonlarla, talaş aramalarıyla, fitili Biedermann'la birlikte ölçmeleriyle tehlikenin adım adım geldiğini hissettirirler ama Biedermann buna inanmak istemez ve bunun bir şaka olduğunu kabul eder. 

 

Biedermann evdeki iki misafiri akşam yemeğine davet eder tüm bu süreç içerisinde Bay ve Bayan Biedermann evlerinin kundaklanmasından korkmaktadırlar. Ama yine de misafirleri kovamazlar. Yemek sırasında şehrin itfaiye arabalarının banliyölere doğru gittiği duyulur. Bu aslında kundakçıların evi yakmak için yaptıkları planın parçasıdır. Bay Biedermann ise sürekli dilinde "İyi insan." tanımlamasını pelesenk etmiştir. Evdeki yabancılarda bu "iyi insan"a istinaden Biedermann'ın kendilerine güvenip güvenmediğini kanıtlaması için kibrit vermesini söylerler. Biedermann kibriti verir ve kaçınılmaz sona ulaşılır, onun da  evi kundaklanır. 

 

Oyun, yazıldığı dönemi de düşünürsek faşizmin ilerleyişine ve kitleleri nasıl uyuşturduğuna dikkat çekmektedir. Mevcut gidişatı kabul etmek ve hiç bir şey yapmamak büyük bir kötülüğe dönüşebilmektedir. "Burjuva ahlakı" elindeki ayrıcalığı kaybetme korkusuyla örülü olduğundan, faşizmin yükselişine tepkisiz kalmıştır. Burjuva sınıfının bu aymazlığı Biedermann'ın kişiliğinde yansıtılmıştır.  Böylelikle kişi üzerinden bir sınıf; sınıf üzerinden toplumun eleştirisi veriliyor. Keza Biedermann din kitapları satın alarak bunu kanıtlayan dinine bağlı bir burjuvadır. Burjuva- Din olgularının "burjuva ahlakını" nasıl şekillendirdiğini göz önüne seriyor.

 

Biedermann insanların eşitliğine inanır ama bu çalışkan olanlarla - çalışkan olmayanlar arasındaki saçma eşitlik değildir. Sadece çalışkan olanlar kendi aralarında eşittir. Bu da zaten dönemin burjuva ahlak düşüncesinin bir uzantısıdır. Toplumda genel bir eşitlik olamaz, eşitlik sadece eşitler arasında söz konusudur. 

 

"Mesela sizin o bir türlü vazgeçemediğiniz rahatlık ve barış ihtiyacınız, buna uygun olarak da kendi kendinizi aldatmadaki şaşılacak ustalığınız sonunda gereken tedbirleri almamak için apaçık olguları görmeyişiniz kendinizi iyi niyetli bir insan sayarak bir güven havasına bürünerek korktuğunuz katastrofton kaçabilmenin mümkün olacağına ... " diye süren replikte faşizme sebep olan aymazlığa açıkça işaret eder.*4

 

Biedermann'ın kendi ortağına acımasız ama kundakçılara vicdanlı davranması onun çelişkisidir, hatta bu bir nevi vicdanını rahatlatma çabasıdır. Vicdan rahatlığına ulaşmak isteyen burjuva sınıfından bir insanın kendi kendini aldatmasıdır. Zaten bu vicdani rahatlamanın insanın kendi kendini aldatmasıyla sağlanması tehlikeli olandır, oyunda söz konusu aymazlıkta kanımca budur. 


 
Oyunun son sahnesinde Biedermann evdeki misafirleri akşam kaz yemeğe davet eder burada sofranın hazırlanmasında oldukça sade ve gösterişsiz olma kaygısı taşıması onun bir başka çelişkisidir. 


Söz konusu aymazlığın günümüzde, yakın geçmişimizde savaşlarla, katliamlarla, soykırımlarla sonuçlanan örnekleri mevcuttur. Bu da oyunun evrensel bir tabana yaslandığını, geniş zaman kipinde olduğunu kanıtlıyor.  


Zehra İpşiroğlu; oyunun zayıf noktasının,faşizm olgusunu tek yönlü ve öznel bir açıdan dile getirdiğini faşizmin yükselişinde küçük burjuva kesiminin aymazlığı kadar ekonomik, sosyal sorunların da rol oynadığını belirtir. *5


Yukarıdaki belirtme çok doğru çünkü faşizm desteğini sadece burjuva sınıfından almamıştır, nüfusun büyük bir kesimi olan işsizlerden de destek almıştır. Çünkü faşizm bu insanlara devlet ve ordu eli ile iş vererek onlara umut olmuştur, yaşama sebebi olup kendilerini gerçekleştirme, işe yarama, önemli hissettirme imkanını sağlamıştır. -Körüklenen Alman milliyetçiliğinin de bunda payı büyüktür.  

 

Oyunun soyut yapısı farklı okumalara ve farklı reji uygulamalarına imkan tanıyor. Oyunla ilgili araştırma yaparken gerek ülkemizde gerekse dünyada farklı yorumların yapıldığını gördüm. 


Almanya'da neonazi, ırkçılık, yabancı düşmanlığını vurgulayan yorumlar, ülkemizde köktendinci akımlar veya aydın sorumsuzluğuna işaret eden yorumlamalar...

 

Oyundaki antik koro, yönetmenlere farklı yorum yapma imkanı verir.  Yönetmenler oyunda bir dramaturgi çalışmasıyla koroyu sistem eleştirisinde bulunmak için kullanabilir.   

Oyun belli zaman aralıklarıyla sahnelenmiş. Günümüzde oyunu sahnelemek istesek ne türlü yorumlar yapılabilir diye düşündüğümde oyunun "aymazlık" temasının evrensel bir sorun olan "adaletin siyasallaştırılması tehlikesine karşı aymazlık" olarak değiştirilebileceğini düşündüm. 


Oyundaki antik koroda hakimler, savcılar tarafından oluşturulabilir. 


Oyunda kundaklamaya gelen misafirlerde alakalı alakasız şekilde insanların evine dava dosyaları getiren tebligatçılar olarak düşünülebilir. Bu şekilde hukukun içindeki adalet -vicdan dengesi de işlenir. Bunları yazmamın sebebi oyunun soyut yapısının ve kara güldürü öğelerinin istediğimiz şekilde yoğurmaya müsait olduğunu belirtmektir. 

 

Gelelim Tiyatro Kulübesinin yorumuna....
Oyunda üçü müzisyen olmak üzere aynı makyaj, şapka ve papyonlarıyla toplam yedi kişilik bir koro var. Oyundaki koro dört işlevde kullanılmış.

İlki müzik olarak. 

İkincisi : Koronun radyo anonslarını vererek duyarsızlığa vurgu yapması. Kundaklama olayları tüm şehri ele geçirse de artık haber değeri taşımaz. Onun yerine saçma sapan şeyler haber olarak verilir. Bu habercilik anlayışıyla birileri tarafından toplumun duyarsızlaştırıldığını görürüz. Böylelikle koro, reji tercihiyle oyunun ana dramatik yapısına paralel olarak başka bir izlekte ilerliyor diyebiliriz. 
Örneğin oyundaki koroda radyo anonsu olarak verilen bazı konular;
kundaklanan evde yapılan ibadetlerin sevap olup olmadığı, 
rahat doğum yapmayı önlemek için sezeryanı yasaklamak,
bir pandanın doğumu,
gibi konularla gündemin saptırıldığı ve koskoca bir mahallenin dahi haber konusu yapılmadığını görürüz.  
Tüm bunlar, insanların bir şeylere alıştırıldığını ve bu şekilde duyarsızlaştırıldığını işaret ediyor. Bu oldukça hoş bir yorumdu. 
Böylelikle rejinin oyunun dramatik yapısına hizmet eden oyun tekstine kaynaşmış eklemeler yaptığını görürüz.
Oyun boyunca bir leitmotiv'e dönüşen koro, radyo anonslarıyla absürtlüğünü daha da arttırmakta duyarsızlığı had safhaya taşımaktadır. 

Koronun üçüncü işlevi, oyundaki  polis, dilenci, işçinin karısı gibi küçük rolleri canlandırmasıdır. 

Koronun dördüncü işlevi ise Bay Biedermann'ın kendisiyle yüzleştiği, iç sesiyle konuştuğu sahnelerde onun iç sesini yansıtması... Bu sahnelerde Biedermann kendisini bazı şeylere iç sesiyle inandırmaya çalışır. Bu sayede koro hem oyunun dışında kalabiliyor hem de oyunun içine girebiliyor. 

Tiyatro Kulübesi koroyu hoş bir reji fikriyle oldukça işlevsel kullanmış. Yer yer oyun repliklerini vurgulamada kullanılmış, tekrar sahnelerinin hızlı bir şekilde söylenip oyunun hantallaşmasını önlemiştir. Böylece oyunun kara güldürü yapısı yalın bir şekilde sahnede hayat buluyor.  

Oyunda Bay Biedermann'ı canlandıran Murat Kaplan ve Scmitz'i canlandıran N. Soner Akıncı oldukça lezzetli bir oyunculuk sergilediler. Keza diğer oyuncularda oldukça başarılıydı. Böylesi bir grubun Ankara'da oyunlar sahnelemeye devam etmelerini yürekten diliyor herkesin bu grubu izlemelerini öneriyorum.

Grupla ile ilgili ayrıntılı bilgi için : http://www.tiyatrokulubesi.com

 

*1 : Zeynep Aksoy : Doğru Zaman Doğru Uyarlama 
*2 : http://max-frisch-kimdir.cix1.com
*3 : Öney Olcaytu : Aymazoğlu ve Kundakçılar
*4 : Oyun Teksti. Sayfa : 30
*5 : Bana Dokunmayan Yılan Bin Yaşasın : Tiyatro Alımlamasında Toplumsal ve Kültürel    Etkenler. Zehra İpşiroğlu 

Anahtar Kelimeler: bay biedermann ve kundakçılar, tiyatro külübesi



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir