MAKALELER

Divane Ağaç - Görsel Şölen

2018.12.28 00:00
| | |
8863

Seyircisine Doğu da Moğol akınları,Batı da Haçlı Seferleri ve Anadolu da buna karşın oluşan kargaşa yıllarında yaşayan...

Ankara Devlet Tiyatrosu bilge ozan Yunus Emre’yi  yazar  Turgay Nar oyununda , görsel şöleni anımsatan bir çalışma ile yönetmen Hüseyin Köroğlu  çalışması ile  gündeme taşımıştır.


Seyircisine Doğu da Moğol akınları,Batı da Haçlı Seferleri ve Anadolu da buna karşın oluşan kargaşa yıllarında yaşayan Mevlana,Yunus, Hac-ı Bektaş,Kaygusuz Abdal gibi önemli ve bilge ozanlar Anadolu’nun kültür  ortamının güçlü sesi olarak bizlere nefes olmaya her daim başarabilmişlerdir. 
 Yönetmen Hüseyin Köroğlu ise hayaller,düşler,karabasanların olağanüstü hallerini sözlerin ötesine alarak görsel şölen şeklinde devlet tiyatrosu’nun tüm teknik olanaklarını da kullanarak ‘Divane Ağaç’ üzerinde çalışmasını tamamlamıştır.

Işık,müzik,dans ögelerinin ortak  kullanımını masalsı bir atmosfer içinde dekor,kostüm’ün değer katan  katkıları ile yönetmen seyircisine ulaştırmaya özen göstermiş hatta farklı çokça malzemenin bir arada kullanılmasının   seyircisini   zaman,zaman  bu görsel yolculukta yoracağını bile fark etmeden oyunun bügüsüyle  yönetmenin çeşitlilik arzusu da bu oyun için  vazgeçilmez olmuştur.


 
Oyun Yunus Emre’nin anası Kün Ana ‘nın Yunus’un doğumu sonrası lohusa halinin albastı veya loğusa humması şeklinde oluşan hastalık şeklinin getirdiği bozuklukların sahne estetiğinden uzaklaşmadan doğum-yaşam-ölüm üçgeni içinde mevcut Anadolu rituellerin anlatım olanaklarından uzaklaşmamayı yazar kadar yönetmen de sahnede tercih hakkında öncelik tanımıştır.
Oyunda acı çeken söz derinliğinde yoğunlaşırken, yaşam gelecek ve umut ise yine Divane Ağaç olarak oyunun isminde ve iki kelime de  masalsı atmosferine en yakın şekli ile yönetmence kilit nokta olarak alınmıştır.Yunus Emre zaman içinde kaybettiğimiz kültürümüzü ,erdemlerimizi kısacası kayıpları yine görünmeyen bügüsel oyun kişiliğinde günümüze taşınması tercihedilmiştir. Masalsı yanının Issızlık Yılan’ında bencilliğin,doymazlığın yapısı ile birlikte vicdani özellikler dünya halini de değişmeyen dünü-bugünü ile vurgulamıştır.

Fırat ile Dicle gibi Değirmen Taşları ve Karasaban yine özünde saklı olan bu topraklarda çokça uygarlıkların anlatımı düğümsel çözümlerle geçmiş ve gelecek olarak bütünü Anadolu da oluşturmuşlardır.Böylece önemli olan Yunus’un kimliğinde gelecek kuşaklara aktarımın biraz da görsel anlatım vurguları içinde aktarım selamları olarak değerlendirilmesi yönetmence istenmiştir.

Yönetmenin ilki İstanbul olmak üzere aynı oyunun ikinci kez Ankara da kendisi tarafından sahnelenmesi de düş gibi Hüseyin Köroğlu’na  tesadüf olmuştur.
Yaşanan veya yaşadığımız zaman diliminde olanlar ve  asal gerçekten uzaklaşmamız yönetmeni biraz daha düşsel tasarımlarla oyunu çözümlemeye götürmüştür.
Dünden bugüne değişenler değişmeyenlerin ağırlığında oldukça yorgun oldukça sessiz tınılara gömülmüş olarak  bunlar da Yunus’un özünde nefes alarak bize ulaşmaya yönetmence çalışılmıştır.
Yunus Emre’nin bizlere cevabı ise ‘’Olsun be aldırma yaradan vardır.Sanma ki zalimin ettiği kardır.Mazlumun ahı indirir şahı.Herşeyin bir vakti vardır.’’ Deyişi ile ruhlarımızı yine tamir etmeye yönelmiştir.

Yunus’un doğuş yolculuğunda ,Kün Ana düşünde ,masalsı ve düşsel anlatımında yönetmen Hüseyin Köroğlu ‘Divane Ağaç’ adlı oyun çalışmasında saflık ile birlikte dünyevi olan her türlü katkıdan uzak kalmayı amaçlamış, arınmış ama görsel anlamda güçlü ışık ,efekt ve aksesuar donanımını dekorsal donanım ile çeşitlendirerek güçlü yukarıda söylediğim gibi biraz da uhrevi donanımının  saf  ama yorucu atmosferinde  bizlerle buluşturmuştur. 

Karasaban,Yılan ve Ağaç masalsı yapının öne çıkan aslında düşsel kostümlerinin altında insansı özellikleri taşıyan figürlerin oyun akışı içinde yer alması bizi olaya yabancılaştırırken diğer taraftan da sahne illizyonu içinde seyircinin aykırılıkları kabullenişini de  getirmiştir.

Hacı Bektaş-ı Veli ( Mehmet Gürkan)tıpkı gerçeği görmemize ya da gerçeğe yönelmemize neden olan 13.yüzyılın ustalarından biri olarak görsel anlamda sahne de kıymetlimizdir. Görünmeyen Yunus’umuzun da bize ulaşan anlamlı ve olması gereken ulvi yansımasıdır. Dingin,huzur verici iyileştirici,öğretici ve tecrübenin kaynağından gelen bir nefes gibidir.Tüm bu özellikleri sahnede sade ama güçlü oyuncu performansı , tavır- beden dili ile birlikte anlatımında öne çıkan  diksiyonda saklı  özelliklerinde de özlediğimiz vurguları ile Mehmet Gürkan seyirci alkışlarının oyunda haklı sahibi olmuştur.

Kün Ana (Aysın Işımer)Zor ve aslında  uzun doğum sürecinin ardından gelen loğusa hastalığının etkisi Kün Ana da güçlü oluşmuştur. Hayaller,düşler,karabasan etkilerinin altında arayışında Kün Ana  doğum- ölüm  ritüellerinin anlatımında yine analık kimliğinde oluşan erdem ve ahlak tutkusunun yiten ama hala geçerli olan özün temsilciliğini oyunda üstlenmiştir.Sahnede fiziksel özellikleri anlamında biraz daha güçlü Kün Ana’nın  görsel anlamda  bizi daha fazla etkileyeceğini düşünmekten kendimizi oyunda alamadığımız gibi diksiyon anlamında kaymaların KünAna  başarısında sıkıntılı olmasına karşın ninni ile yayılan sıcaklığın, oyunculuk anlamında performansın da gördüğümüz sadeliği ile oyuncu   güzelleştirmiştir.
 Karasaban( Yağmur Uzun Demirci)Doğumsal an da gösterdiği bedensel anlatımın doğal ritmi ile Kün Ana ‘ya eşlikçiliğindeki küçük ama anlamlı oyunculuğun an’ları  seyircinin beğenisini almaya  genç oyuncunun başarısı neden olmuştur.  

Issızlığın Yılanı(Cengiz Uzun),Divane Ağaç(Özden Gököz )düşsel yolculuklarında masalsı atmosferinde  görsel anlamda oldukça fazla yönetmence desteklenmiştir. Ağacı  alkışlarken   seyirciye biraz  daha sade daha  figüre dayalı belki de yukarı satırlarda belittiğimiz gibi yabancılaşmaya neden olmadan  sadece  dansla beslemenin taşınmaz ağaç görüntüsünün yansıyan görsel sıkıntısını azaltabilmeyi düşlediğimizi de paylaşmak düşüncemiz olarak mutlak öne çıkmıştır.

Aykut Zöngör ile Sibel Günday’ın Dervişler olarak danslarındaki uyum ve görselliğe katkılarındaki başarı dans anlamındaki katkının biraz daha desteklenmesi aslında görsel şölen olarak değerlendirdiğimiz bu çalışmanın güçlü parçası olabileceği de düşünülmüştür.

 Dekor( Ayhan Doğan), Kostüm Tasarımı ( Funda Karaağaç), Işık Tasarımı (Zeynel Işık), Müzik ( Nedim Yıldız),Koreografi (Burçak Işımer), Makyaj Tasarım ve Uygulama (Yeşim Arsoy Baltacıoğlu),Sinevizyon Sorumlusu (Erdem Taşdelen) için alkışlarımızı en kuvvetli şekilde ilettiğimizi paylaşmak ve  bu görsel şölenin  zaman, zaman sözlü anlatımın da önüne geçmesinde !  katkısı bulunan  herkese ayrı ayrı teşekkür ederiz. 
                                                                              
Füsun Akmen Balkaya
                                                       
Başkent –Ankara İrfan Şahinbaş Sahnesi/2018

Anahtar Kelimeler: Divane Ağaç, ankara devlet tiyatrosu



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





TİYATRONLİNE

E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir