MAKALELER

Antonius ile Kleopatra - Oyun Atölyesi

2012.06.10 00:00
| | |
7687

William Shakespeare’in en büyük trajedilerinden biri olan Antonius ile Kleopatra bu sözlerle başlıyor.

Oyun Atölyesi’nden muhteşem bir Shakespeare yorumu; Antonius ile Kleopatra
 

 

-Pekala, madem gerçekten aşıksın, o zaman, ne kadar, onu söyle.
-Ölçülebilen aşk, zavallı bir aşktır.
-Peki ya ben ölçmeye kalkarsam?
-O zaman kendine yeni bir dünya bulacaksın.

 

William Shakespeare’in en büyük trajedilerinden biri olan Antonius ile Kleopatra bu sözlerle başlıyor. Daha oyunun başında Apollon’un temsilcisi olan Antonius ile Dionysos’un temsilcisi olan Kleopatra’nın aşka nasıl yaklaştıklarını, nasıl anlamlar yüklediklerini, bu nedenle de iktidarla aşkın, mantıkla duygunun çatışmasının ortasında olduğumuzu gösteriyor bu diyalog.

 

Oyun Atölyesi’nin salonuna girip yerinizi aldığınızda küçük bir şaşkınlık yaşıyorsunuz. Kapalı olan perdenin arkasında büyük bir cümbüş yaşanıyor. Oyuncuların seslerini açmalarına, ufak şan çalışmaları yapmalarına şahit oluyorsunuz. Üstelik nasıl da eğleniyor olduklarının fark edip iyiden iyiye meraka kapılıyorsunuz. Şaşkınlık yaşanmasının nedeni birazdan bir Shakespeare oyunu üstelik de bir trajedi izleyecek olmanız, tarihin en güçlü kahramanlarının, en büyük imparatorluklarının oyuna konu ediliyor olması. Büyük bir acıya, büyük bir ağırlığa hazırlanmış olan seyirci perde açıldığında efsanevi Mısır Kraliçesi Kleopatra ile Roma Hükümdarı Antonius’un cilveli, şehvetli ve bir yandan da çocukça bir oyun oynadığını görünce sürprizlerle dolu bir deneyimin başladığını anlıyor.

 

Ülkemizde 1948 ve 1985 yıllarında İstanbul Şehir Tiyatrosu tarafından sahnelenmiş ve dünyanın değişik ülkelerindeki kaderinin benzerini yaşamış olan Antonius ile Kleopatra, Shakespeare’s Globe’un önerisi üzerine Oyun Atölyesi’nin repertuarına alınmış. Metin ve kurgu olarak bir şaheser değerinde olan ancak buna rağmen oyuncuların, yönetmenlerin, seyircilerin uzağında duran bu oyunla Oyun Atölyesi bir anlamda Türkiyeli seyircileri buluşturduğu gibi Shakespeare’le de yeniden tanıştırıyor.

 

Oyunun yönetmenliğini üstlenen Kemal Aydoğan çeşitli coğrafyalarda geçen, kısalı uzunlu kırk iki sahne ve beş perdeden oluşan oyunu Bülent Bozkurt’un çevirisiyle ele alıp baştan yaratmış.Tüm zamanları, tüm mekanları ortadan kaldırıp savaş meydanını, sarayları,düğün alayını bir geminin güvertesine sığdırmış. Üstelik bütün oyuncuları oyun boyunca sahnede tutarak.Sahnede anlatılan ne kadar büyük bir trajedi, büyük bir aşk olsa da bunun bir oyun olduğunu unutturmadan.Oyunun ve karakterlerin gücünün farkında olup bunu süsleme ihtiyacı duymadan sahneye aktarmayı tercih eden yönetmene en büyük desteği yalın ve etkili sahne tasarımıyla Bengi Günay vermiş.Oyunu en güçlü kılan, her daim canlı tutan unsurlardan biri de Tolga Çebi’nin ne tam doğu ezgilerini barındıran ne de batıyı çağrıştıran müzikleri.Özellikle oyunun açılış sahnesindeki müzikle Tolga Çebi seyircinin enerjisini ve ilgisini yükselttiği gibi bunu oyun boyunca da sürdürmeyi başarıyor.

 

Oyunun yeniden düzenlenmesi sonucunda metinde yer alan pek çok karakteri sahnede göremesek de kalabalık bir kadronun varlığından söz etmek mümkün.Kadro içerisinde genelden sıyrılan, bir adım önde duran oyuncular ise şöyle değerlendirilebilir.

 

Haberci, Eros ve Seleucus karakterleriyle sahnede yer alan Onur Ünsal her üç karakterde de oyun gücünü yansıtmasının yanı sıra çevikliği,enerjisi,ışığı ile Haberci karakterinde büyük bir ustalıkla seyircinin tüm dikkatini çekiyor.Hiçbir abartı olmadan duygudan duyguya geçip karakterin içinde bulunduğu durumu sesine, bedenine, mimiklerine doğallıkla yerleştiriyor.Karakterle birlikte aslında var olan durumun komedisini yapıyor.Antonius’un düğün haberini Kleopatra’ya verdiği sahnede Onur Ünsal öyle bir noktaya ulaşıyor ki seyircinin de karşılıksız bırakmadığı gibi bu başarı karşısında büyük bir alkışı hak ediyor.

 

Oyunda aklın,mantığın,iktidarın,gücün temsilcisi olan Ceaser’a hayat veren Mert Fırat belli ki karakteri irdelediği kadar Ceaser için önemli olan kavramlar ve değerler üzerinde de düşünmüş.Böyle bir çalışma sonucunda da çok boyutlu bir karakter ortaya çıkmış.Konumu gereği hep güçlü olmaya çalışan , dimdik ayakta durması gereken Ceaser’ın bu yönünü sert,keskin bakışları ve yürüyüşüyle yansıtan Mert Fırat Ceaser’ın zaferini ilan ettiği sahnede gücün,iktidarın,zaferin bazen insanı nasıl da zavallı ve gaddar hale getirebildiğini yüzüne yerleştirdiği sahte bir gülümsemeyle tasvir ediyor.

 

Efsanevi bir karakteri canlandıran Zerrin Tekindor ise  bir oyuncu olarak sahnede efsaneleşiyor. Kleopatra’nın gelgitli halleri, iyi mi yoksa kötü mü belli olmayan bakışları, neşeli,hırslı,kavgacı,ürkek,sinirli,muzip,öfkeli tavırları,zaman zaman şehvet dolu zaman zaman acınası edalarıyla oyun boyunca sahnede tam da olması gerektiği gibi hakkında kesin bir fikir oluşturamayacağınız bir karakter yaratıyor. Kleopatra hakkında kesin bir fikir oluşturulamasa da Zerrin Tekindor’un olağanüstü bir yorum yaptığını söylemek yanlış olmaz. Oyun Atölyesi’nin hiçbir kurumun verdiği ödüllerde yer almama kararına karşın Zerrin Tekindor , Kleopatra ile tüm ödülleri fazlasıyla hak ediyor.

 

Oyunda göze batan değilse de keşke şöyle olsaydı denilen noktalar ise şunlar. Emre Karayel,Muharrem Özcan,Mehmet Özbek gibi birden fazla karakteri canlandıran oyuncuların bir karakterden diğer bir karaktere geçişleri daha net çizilebilirdi.Kostüm açısından pek bir değişiklik yapmamakla birlikte oyuncular bir de aynı ses ve tonla oyuna devam edince karakterler arasındaki farklar biraz belirsizleşiyor.Tüm ekibin yanında oyun boyunca oyunun dışında kalmış gibi duran kişi ise Kevork Malikyan. Kırk yılı aşkın süredir yurtdışında yaşayan oyuncu dilin verdiği dezavantajla sahnede sesini de oyunculuğunu da geri plana atmış gibiydi.Kırık Türkçesiyle şive gerektiren bir rolde harikalar yaratabilecekken bu oyunda beni ne Romalı ne de Mısırlı olduğuna maalesef ikna edemedi.

 

Antonius ile Kleopatra keyif veren oyuncululukları ve şaşırtan rejisiyle görülmesi gereken bir oyun. Tiyatro seyircileri bir kez oyunu bir kez de yalnızca Zerrin Tekindor’u izlemek için Antonius ile Kleopatra’yı yeni sezonda kaçırmamalılar.

Anahtar Kelimeler: antonius ile kleopatra, oyun atölyesi



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





TİYATRONLİNE

E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir