MAKALELER

Akşam Yemeği -Semaver Kumpanya

2018.02.25 00:00
| | |
7155

Küçük burjuvaların bütün duaları belagat niteliklerini hiç kaybetmeyen şu kelimelerden ibarettir:

 AKŞAM YEMEĞİ 

Küçük burjuva, uzun yıllar sürecinde oluşmuş düşünce ve alışkanlıkların dar çemberi içinde sıkışıp kalmış, bu çemberlerin dışına çıkamayıp, kurulu makine gibi düşünen bir varlıktır. Ailenin, okulun, dinin, "hümanist" edebiyatın etkisi, "yasaların ruhu", burjuva "gelenekleri" denilen bütün şeylerin etkisi küçük burjuvaların kafalarında bir saatin çarklarına benzer. Küçük burjuva düşüncelerinin küçük çarklarını, küçük burjuvanın rahatına düşkün- lüğünü harekete getiren bir zemberek, pek karmaşık olmayan bir cihaz yaratır. Küçük burjuvaların bütün duaları belagat niteliklerini hiç kaybetmeyen şu kelimelerden ibarettir:

- "Tanrım, bize acı!" 

Bu biraz daha yetiştirilip, devlet ve toplum karşısında bir hak ve istek olarak ifade edilecek olursa, şu şekli alır:


-"Beni rahat bırakın, dilediğim gibi yaşayayım."

Küçük burjuva şeride son derece benzer. Küçük burjuva bir parazittir, bir asalaktır. Başkalarının usarelerini emerek geçinir. Küçük burjuvanın da tıpkı şerit gibi, şaşılacak bir yaşama yeteneği vardır. Hızlı üreme gücüne sahiptir. Her çevreye pek kolayca uyar. Her küçük burjuvanın temel özelliği kendisinin "bir tek", "eşsiz" olduğuna inanmasıdır. Bu yüzden o, her merasimde bulunur.

“Semaver Kumpanya’da 21.İstanbul Tiyatro Festivali lapsamında sahnelenen “Akşam Yemeği” adlı oyun Hollandalı yazar Herman Koch’un romanından uyarlanmış, anlatılan ‘olay”ın ne olduğu konusunda pek bir fikir vermiyor belki ama oyunun sizi ahlaki bir ikileme sokacağı ve kendinize ciddi sorular sormanıza neden olacağı konusunda önemli bir ipucu veriyor. Koch’un eserinde “Semaver Kumpanya” , sizi etrafında dört kişinin oturduğu, lüks bir restorandaki akşam yemeği sofrasına konuk ediyor.
         
“Akşam Yemeği”, Paul Lohman adlı orta sınıf bir Hollandalı’nın anlatımıyla, birkaç saatlik bir akşam yemeğinde geçiyor. Masanın etrafında Paul’ün karısı Claire, başbakanlık yolunda emin adımlarla ilerleyen tanınmış siyasetçi ağabeyi Serge ve onun karısı Babette var. Oyun, “Aperatif”, “Başlangıç Tabağı”, “Ana Yemek”, “Tatlı”, “Dijestif” ve “Bahşiş” olarak 6 bölümden oluşuyor.

Toplumsal düzen öyle gerektirdiği için yapılan yapmacık, zorlama her türlü harekete ve söylenen söze sinir olan bir karakteri var anlatıcımız Paul Lohman’ın. Oyunun başlarında karısından “karım“, “eşim” ya da basitçe “Claire” olarak bahsetmek konusunda yaşadığı tereddütlerden, lüks restorandaki garsonların ya da diğer müşterilerin yapmacık hareketlerine dair eleştirilerine kadar birçok basit-ama-gerçek durumu onun ağzından mizahi bir dille konuyor önümüze. Bazen -özellikle şef garsonun serçe parmağı ile ilgili kısımlarda- kahkahalarla gülmenize, bazense “Hakikaten, neden?” diye sormanıza neden oluyor.

“Akşam Yemeği”, sadece toplumsal düzenin gerektirdiklerine dair bir eleştiri değil. Oyun tüm bu ufak eleştirilerle hazırladığı zeminin üzerine dev bir ahlaki ikilem inşa ediyor yavaş yavaş. Önce Paul’ü, daha sonra masanın etrafındaki yakınlarını tanıyoruz; ardından birbirleri ile olan ilişkilerine, geçmişlerine ve oğullarına dair bilgiler ediniyoruz. ‘Akşam yemeği’, o masa etrafında toplanılmış olmanın nedenlerini en çarpıcı şekliyle öğretiyor. İnsan denilen varlığın içinde saklı olan ve kimi zaman -çocuklarda bile- istemli ya da istemsiz şekilde ortaya çıkan şiddet eğilimini anlatıyor. Ve soruyor: “Evsiz bir kadını dövüp yakan 15 yaşındaki oğlunuz ve suç ortağı olan yeğeninizi korumak için ne kadar ileri gidebilirsiniz?”  

Mizahi dilini, sürekli artan psikolojik gerilimini ve yol açtığı ahlaki sorgulamaları dengede tutan, sürükleyici bir oyun “Akşam Yemeği”. Tek mekanda geçen bir tiyatro sahnesi - 2009 yılında yazılan romanın 2012’de tiyatroya uyarlanmış. Ünlü Hollandalı senarist Menno Meyjes’in yazıp yönettiği filmi de 2013’te izlendi.

135 dakikalık 2 perde oyun olarak sahnelenen “Akşam Yemeği”  Herman Koch’un aynı adlı romanından uyarlayan: Kees Prins, Çeviren: Can Çelebi, Yöneten Volkan M. Sarıöz, Dramaturji: Bilgesu Kasapoğlu’na ait. 

Oynayanlar: Serkan Keskin, Sarp Aydınoğlu, Sezin Bozacı, Mustafa Kırantepe, Şebnem Hassanisoughi. 

“Semaver Kumpanya”nın genelde her gün daha da yükselen çizgisini belirginleştiren, tam da  İKSV İstanbul Tiyatro Festivali seyircisine ayna tutan oyun; “Küçük Burjuva” kaypaklığı, çıkarçılığı, menfaatlerine halel gelmesin diye çevirdiği fırıldakları dizi dizi ortaya seren bir oyun “Akşam Yemeği”.


 Gerek oyuncuların gerekse yönetmenin dakik ve titiz çalışması ile merak içinde sıkılmadan, eğlenerek, şaşarak, duygudan duyguya sıçrayarak sıkılmadan geçen iki saati aşkın süre için tüm “Semaver Kumpanya” çalışanlarını ve katkıda bulunanları kutlarım.  

Anahtar Kelimeler: akşam yemeği, semaver kumpanya



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





TİYATRONLİNE

E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir